Şayet erken aşamada tedavi edilmez ise; işitme kayıpları, beyin hasarları ve ölüm ile sonuçlanma ihtimali olan ciddi bir bakteriyel enfeksiyon rahatsızlığıdır. En önemli belirtileri arasında şiddetli baş ağrısı, yüksek ateş, iştahsızlık, halsizlik, ense ağrısı ya da ense sertliği, bilinçte bulanıklık, kusma, uyku hali, ciltte oluşan solmayan lekeler, parlak ışığa bakamama ve havale geçirme gibi semptomlar bulunur. Bu hastalığa yakalanan kişilerin %95’i 5 yaş altında olan çocuklardır. Kalabalık ortamlarda olan çocuklar ve erişkinler daha fazla risk taşıyan gruplardır. Aynı zamanda bazı virüs türleri de hafif bir menenjit tablosu oluşmasına yol açabilir. Kafa travması yaşanması da hastalığa sebep olan diğer bir faktördür. Lakin bakteri kaynaklı olan ise, ağır seyreden tıbbi bir sorundur. Tedavi edilmez ise ölüm ile sonuçlanabilir.
Menenjit, beyin ve omuriliği saran zarların, özellikle de en içte bulunan ince zar ile onun üstünde bulunan örümceksi şekildeki zarın iltihabına verilen addır. Görülen bu iltihaplanma, bu iki zar arasındaki örümceksi zar altındaki aralıkta bulunan beyin-omurilik sıvısında da görülebilir. Beyin zarını aşmayı başarmış olan enfeksiyon etkeni, çok ince olan aralık boyunca yayılabilen bir enfeksiyona yol açar. Ayrıca beyin boşluğuyla beyin zarı arasındaki birleştirici yollar sebebiyle, enfeksiyon beyin karıncıklarına da ulaşabilir. Bu ilerlemenin sonucu olarak, iltihap beyin zarıyla beyin-omurilik sıvısının yanı sıra; kafa sinirlerinin köklerine, ince zar altında bulunan beyin-omurilik dokularına ve omurilik sinirlerine de yayılabilir.
Menenjit hastalığında, beyin omurilik sıvısında bir hücre artışı olur. Bakteri, virüs, mantar ve çeşitli ilaçlar akut tipteki klinik bir tabloya sebep olabilir. İlaçların ve viral etkenlerin sebep olduğu hastalık tabloları hafif seyirli olur. Herpes virüs enfeksiyonu haricinde tedavi gerekmez ve genelde kendi kendine iyileşir. Lakin, bakterilerin meydana getirdiği vakalar ağır seyredebilir. Gelişmiş tedavi olanakları olmasına rağmen ölüm oranları çok yüksektir. Erken tedavi yapılmazsa ölüm riski artabilir. Rahatsızlığın erken dönemlerinde bildirilen ölüm oranları, %23-59 arasında değişirken, tedavi gecikirse bu oranlar %100’e kadar çıkabilir.
Hastalık en sık 2 yaşın altındaki bebeklerde görülür. Virütik enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlar ile karşılaştırıldığı zaman daha az tehlikelidir ve genellikle ev ortamında tedavi edilebilir. Lakin erken teşhis ve tedavisi bebeğin genel sağlığı bakımından kritiktir. Bebeğin ateşi varsa, sakinleştirmekte zorluk çekiliyorsa ve vücutta genel bir sertlik durumu görülüyorsa menenjit hastalığından şüphe edilebilir.
Menenjite yol açan bakteri ve virüsler genellikle bir problem teşkil etmeden boğaz ve ağız bölgesinde yaşar. Lakin bebeğin ağır bir rahatsızlık geçirmesi ve bu yüzden bağışıklık sisteminde zayıflama olması da bu duruma davetiye çıkarabilir. Aynı zamanda bebeğin kafa yaralanması yaşaması da hastalığın etkenleri arasındadır.
Menenjit, genelde viral bir enfeksiyon sebebi ile oluşur. Fakat aynı zamanda bakteriyel bir enfeksiyon da buna sebep olabilir. Kimi zaman da, mantar enfeksiyonu geçirilmesi menenjite yol açabilir. Bakteriyel enfeksiyonlar, yaşamı tehdit eden ve en ciddi enfeksiyonlardır. Çünkü bu enfeksiyonların henüz tam olarak tedavi yöntemleri gelişmemiştir.
Viral menenjit, genelde hafif bir şekilde atlatılır ve herhangi bir tedavi gerektirmeksizin kendiliğinden geçebilir. Bu virüsler sonbahar başında ve yaz sonunda etrafta bulunur. Herpes simplex virüsü, kabakulak, HIV, Batı Nil virüsü ve diğer virüsler viral türdeki vakalara sebep olabilir.
Bakteriler, kan dolaşımı yardımıyla, beyin ve omuriliklere göç ettiğinde akut bakteriyel menenjit rahatsızlığı oluşur. Aynı zamanda bakteriler doğrudan beyin zarını istila edebilir. Kulak veya sinüs enfeksiyonu ya da nadiren bazı ameliyatlar sonrası kafatasında oluşan kırıklar sonucu da bakteriler beyinde nüfuz ederek menenjite neden olabilir. Bakteri nedenli oluşan menenjit türleri şu şekildedir;
Pneumococcus: En çok görülen türlerinden biridir. Bu türe daha sık zatürre, kulak veya sinüs enfeksiyonları sebep olur. Bu enfeksiyonun oluşmasını azaltmak amacıyla henüz herhangi bir aşı geliştirilmemiştir.
Meningokok: Bu enfeksiyon oldukça bulaşıcı bir özelliktedir. Özellikle genç ve genç erişkinleri etkiler ve genelde üniversite yurtları, yatılı okullar, askeri üs gibi yerlerde salgın olmasına yol açar. Bu enfeksiyonun oluşumunu azaltmak amacıyla da herhangi bir aşı geliştirilmemiştir. Aniden başlayan baş ağrıları, şok ve bütün bedende çürüğe benzeyen morluklar oluşur. Kısa zamanda ölüm ile sonuçlanabilir. Hatta bazı durumlarda 12 saat içerisinde çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu yüzden acil tedavi edilmesi çok büyük önem taşır.
Haemophilus: En çok çocuklarda görülen türdür. Bu türün oluşumu, yapılan ilgili aşılar yardımı ile azaltılmıştır.
Listeria: Bu bakteriler, yumuşak peynir ve sosis gibi yiyeceklerde bulunabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan hamile kadınlar, yeni doğan bebekler ve yaşlılarda daha sık karşılaşılır. Bu bakteri türü, ölü bebek doğumlarına sebep olabilir. Bebeğin doğumdan kısa bir süre sonrasında ölmesine de sebep olabilir.
Yavaş bir şekilde büyüyen organizmalar, beyni çevreleyen zar ve sıvıları istila ettiği zaman kronik formdaki hastalığı oluşturur. Akut olan, rahatsızlık belirtilerini anında belli eder. Kronik olan ise, iki hafta ya da daha sonraları belirtilerini gösterir. Belirtileri ise; ateş, baş ağrısı, kusma ve zihinsel bulanıklık şikayetleridir.
Bu menenjit türlerinin yanı sıra mantar menenjiti de nadir olarak görülür ve buna kronik türde olanlar sebep olur.
Bulaşıcı olanlar son derece tehlikelidir ve “meningokok” adındaki mikrop neden olur. Menenjite davetiye çıkaran bu mikroplar kişinin boğazında bulunabilir, lakin hastalık oluşturma oranı da binde birdir. Bu rahatsızlık genelde bebeklik çağındaki zayıf bünyeli olan çocuklarda daha sık olarak görülür. Ayrıca uyku problemi yaşayan ve dengeli beslenemeyen ve aşırı yorulan genç erkeklerde de görülebilir. Hastalığın mikropları, kişinin vücudunu dirençsiz yakaladığı zaman kana karışır ve oradan beyin zarına ulaşır. Bu olaydan birkaç gün sonrasında hastalık belirtileri meydana gelir.
Bebeklerde görülen vakalar, çok bulaşıcı olmasa bile yakın temas ile bulaşabilir. Bebekle sıklıkla yakın temas halinde olmaktan kaçınılmalıdır. Bebeğin kullandığı havlu, çatal ve bıçak gibi eşyaları kullanmak ya da yediği mamadan tatmak hastalığın bulaşmasına sebep olabilir.
Hastalığın ilk belirtilerinden hareket ile yola çıkılırsa, genelde yanlış teşhis de koyulabilir. Çünkü genelde ilk belirtilerine grip teşhisi konulur. Rahatsızlığın belirtileri 1-2 gün içinde kendisini belli eder. Aşağıdaki belirtiler özellikle 2 yaşından büyük olan çocuklarda görülen belirtilerdir.
Rahatsızlığın belirtilerinden en önemlisi, yüksek ateş görülmesidir. Ateş genelde ani bir şekilde gerçekleşir. Çok şiddetli olur ve ateşin çok yüksek olması halinde vakit kaybetmeden bir doktora gidilmesi gerekir. Ateş olmasına karşın eller ve ayaklar soğuktur.
Menenjite sahip olanlarda genelde mide bulantıları ve kusma belirtileri görülür. Kusma ve bulantı nedenleri ile yeme bozukluğu da meydana gelebilir. Bu durum da bağışıklık sisteminin bozulmasına sebep olur.
Baş ağrıları da başka bir belirtidir. Bu ağrılar, normal baş ağrılarına benzemez. Daha şiddetli ve uzun süreli ağrılardır.
Boyun tutulması sonucu meydana gelen ağrılar, yorgunluğa da sebebiyet verebilir.
Bebeklerde ve 2 yaş altındaki çocuklarda aşağıdaki hastalık belirtileri daha sık görülür.
Bu rahatsızlığın yetişkinlerde en sık görülen belirtileri şu şekildedir;
Menenjit şüphesi ile doktora gidilir aile bireylerinden birinin hastanın yanında bulunması daha uygundur. Çünkü bu rahatsızlık, acil müdahale gerektirir. Doktora belirtiler ve aşı bilgileri aktarılır. Doktor da bu bilgiler ışığında tam bir teşhis konulması için bazı testler ister. Bu testler sonucunda şayet menenjit rahatsızlığı varsa, türüne göre doktorun uygulayacağı tedavi çeşitleri aşağıdaki gibidir.
Antibiyotik ilaçlar, viral vakaları tedavi edemez. Bu olguların çoğu birkaç hafta içerisinde kendisini geliştirmeye başlar ve hastalığın şiddetlenmesine sebep olur. Viral türün tedavisi, genelde hafif vakaların iyileşmesi içindir. Bunlar; bol bol sıvı tüketilmesi, yatak istirahatları, ateş düşürmeye ve vücut ağrılarını hafifletmeye yardımcı ilaçlardır.
Akut bakteriyel türdeki rahatsızlıklarda; iyileşme sağlanması ve beyinde şişme, nöbet geçirme gibi komplikasyonların riskinin azaltılması için, intravenöz antibiyotik ve kortizon ilaçları kullanımı gerekebilir.
Bakteri kaynaklı vakalarda hastalığın olası gidişatı, tanının konulması ve tanı ile tedavi arasındaki süreye bağlıdır. Çünkü bu süreçte geçen saatler dahi büyük önem taşır. Yüksek ateş, zihinsel bozukluklar ve baş ağrıları gibi belirtiler ile karşılaşan doktor, birkaç saat içerisinde hastalık tanısını koymalı ve tedaviye başlamalıdır. Bu tür hastalar, içinde bulundukları tehlikeden dolayı yoğun bakım birimlerinde tedavi altına alınabilirler. Burada solunum ve dolaşım sistemleri sürekli denetim altında tutulur. Yabancı cisim yutma, beyin ödemi ve şok gibi tehlikelere karşı önlemler alınır. Meningokok türündeki vakalar bulaşıcıdır ve hasta ile teması olan kişilerin antibiyotik ile korunması gerekir.
Pnömokok, influenza ve meningokoklara karşı aşılar bulunur ve %95 koruyucu özelliktedirler. Anemi, immunyetmezlik, HIV infeksiyonu gibi rahatsızlıklar varsa pnömokok aşısının endikasyonu bulunur.
Meningokokların da bazı grupları içeren aşıları mevcuttur. Fonksiyonel ya da anatomik asplenisi bulunan olgular, properdin eksiği olanlar ve hastalığın endemik olarak görüldüğü bölgelere seyahat edecek kişilere bu aşı önerilir.
Bakteriyel türde olanlar, ev ortamında değil hastanede tedavi gerektiren vakalardır. Hastanın durumu çok kötüyse yoğun bakıma alınabilir. Bakterinin temizlenmesi amacıyla hastaya antibiyotik tedavisi uygulanır. Bu tedavi ağız veya damar yolu ile yapılır. Ek olarak serum bağlanabilir ve oksijen takviyesi de uygun görülebilir. Beyin çevresinde meydana gelen şişliklerin azaltılması amacıyla steroid ilaçlar kullanılabilir. Doktor şayet bulaşıcı türdeki bir vaka ise, hasta ile temas halinde olan kişilere de koruma amaçlı olarak önleyici tedaviler başlatabilir.
Uygulanan antibiyotik tedavisi, olumlu yanıt verirse hasta genelde 1 hafta hastanede kalır. Hastanın sağlığının gidişatına göre hastanede kalma süresi uzatılır veya eve yollanır. Viral vakalar bakteriyel olanlara göre daha hafif semptomlar ile görülür. Bu yüzden hasta genellikle evinde tedavi edilir. Devamlı dinlenme tavsiye edilir. Hafif ve orta derecedeki vakaların iyileşme süresi genelde 5 ile 14 gün arasındadır.
Menenjit, bağışıklık sistemi henüz gelişmeyen ve hastalığa yakalanmaya en açık olan bebeklerde daha çok görülür. Aşının, bebeklere uygulanması da mümkündür. 9-23 aylık olan bebeklerde, 3 ay aralar ile 2 kere uygulanır. 2-11 yaş arası çocuklara ise sadece bir kez uygulanır. Genç ve yetişkin kişiler için tekrar dozu üzerine çalışmalar bitmemiştir. Aşının koruyuculuğu %90-100 arasındadır. Yani son derece iyi bir korumaya sahiptir.
Menenjit, şiddetli vakalarda bazı kalıcı hasarlar bırakabilir. Herhangi bir tedavi uygulanmadan bu hastalığın atlatılması pek mümkün değildir. Menenjit hastalığı nöbetler dahil olmak üzere kalıcı pek çok hasara sebebiyet verebilir. Hastalığın oluşturabileceği komplikasyonlar aşağıdadır;
Menenjit hastalığı, tedavi edilmez ya da geç kalınırsa çok ciddi vakalarda ölümlerle dahi sonuçlanabilir.