HABER

Obezite ile mücadelede bu hatayı yapma! Kilo verme sürecinde “İlaç öncelik olmamalı” Uzman doktor uyardı…

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Attila Önmez, obezite tedavisinde ilaç kullanımının ilk seçenek olmaması gerektiğini vurgulayarak, bu hastalığın sebeplerinin dikkatlice araştırılması gerektiğini belirtti. Son yıllarda, aşırı kilo ve obeziteyle mücadelede kullanılan yeni nesil ilaçların etkilerine dair önemli bilgiler paylaştı.

Obezite ile mücadelede bu hatayı yapma! Kilo verme sürecinde “İlaç öncelik olmamalı” Uzman doktor uyardı…

Obezite tedavisinde kullanılabilen ilaçlar arasında, ağız yoluyla alınabilen orlistat ve son dönemlerde daha yaygın hale gelen cilt altına uygulanan GLP-1R analoglarının bulunduğunu belirten Doç. Dr. Önmez, ülkemizde mevcut olan GLP-1R analoglarının liraglutid ve semaglutid olduğunu söyledi. Bu ilaçlar, insülin salınımını glukoza bağımlı şekilde artırırken, glukagon seviyelerini de düşürür.

o1

Ayrıca mide boşalmasını yavaşlatır ve beyin üzerinde iştahı baskılayan etkiler gösterir. Yapılan araştırmalar, bu ilaçların sadece kilo kaybına değil, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve yağlı karaciğer hastalıkları gibi durumlar üzerinde de olumlu etkiler sağladığını ortaya koymuştur. Liraglutid ile yapılan bir çalışmada, 56 haftalık bir süre sonunda yüzde 8 oranında kilo kaybı gözlemlenmiştir. Öte yandan, semaglutid, haftada bir dozda uygulandığında, 68 hafta süren kontrollü bir çalışmada yüzde 14,9 ile 17,4 arasında değişen kilo kaybı sağlamıştır.

"ÜLKEMİZDE OBEZİTE YÜZDE 34 ORANINDA GÖRÜLÜYOR"

Obezite tedavisinde diyet listesi ve egzersizler arasındaki dengenin önemli olduğunu vurgulayan Önmez, "Obezite tedavisinde öncelik asla ilaç tedavisi olmamalıdır. Öncelikle obezite hastalığını tanımlamak istiyorum. Obezite, ülkemizde yüzde 34 sıklıkta görülen yaygın, ilerleyici, birçok etkenin rol oynadığı kompleks bir hastalıktır. Birçok hastalığa yol açarak yaşam kalitesini ve yaşam süresini azaltmaktadır. Genetik ve metabolik etkenlerin de rol oynadığı obezitenin bir hastalık olduğu unutulmamalı ve hastaları tanımlarken obez yerine obezite hastası terminolojisini kullanmalıyız. Obezite hastalarının öncelikle boyu, kilosu, vücut kütle indeksinin ve antropometrik ölçümlerinin yapılması gerekir. Obezite hastalığına yol açabilecek genetik, metabolik hastalıkların, eşlik eden hastalıklarının ve kullandığı ilaçlarının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü bazı hastalıkların ve ilaçların obeziteye yol açabileceği unutulmamalıdır. Bunun dışında kişinin beslenme özellikleri, yeme davranış bozukluklarının olup olmadığı, egzersiz ve fiziksel aktiviteleri mutlaka değerlendirilmelidir. Günümüzde halen hiçbir ilaç tedavisi ya da cerrahi kilo vermede yaşam tarzı değişikliği kadar etkili ve kalıcı bir yöntem değildir. Bu yüzden de sadece ilaç ile kilo vermeyi düşünmek hata olacaktır. Tedavinin; hastanın uygun beslenme programı ve fiziksel aktiviteyle bir bütün olması gerektiği unutulmamalıdır" dedi.

o son

"BAZI MERKEZLERDE AYNI KALEMİ FARKLI HASTALARA KULLANIYORLAR"

Neredeyse tüm ilaçların yan etkisi olduğunu söyleyen Önmez, "Bu yüzden de mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerekmektedir. Ne yazık ki son zamanlarda bu konuda uzman olmayan kişilerce bazı merkezlerde aynı kalemin farklı hastalara belirli aralıklarla kullanılmakta olduğunu bilmekteyiz. Cilt altına uygulanan bu kalemleri tek bir kişi kullanmalıdır. Her enjeksiyon sonrasında iğne ucu değişse bile kalemin başka hastalarca kullanımı viral hastalıkların bulaşma riskini arttırmaktadır" dedi.

AW394070_01

İLACIN YAN ETKİLERİ

Doç. Dr. Önmez, "Her ilacın yan etkisi olabileceği gibi GLP-1R analoglarının da yan etkileri bulunmaktadır. Bunlardan en sık gördüklerimiz bulantı, kusma, karın ağrısı, karında şişkinlik, kabızlık, ishaldir ki bu yan etkiler genellikle geçicidir. Bunun dışında daha nadir olarak safta taşı oluşumunu arttırabilmektedir. Pankreas iltihabı riskini arttırmasa da daha önce pankreas iltihabı geçirenlerde kullanılmamalıdır. Elimizdeki veriler ışığında kanser riskini arttırmadığını ama çok nadir bir tiroid kanseri türü olan medüller tiroid kanseri öyküsü ya da ailede bu kanser öyküsü olanların kullanmaması gerekmektedir. Semaglutidin diyabetik hastalarda diyabetik göz hastalığı ile bir ilişkisi olabileceği şüphesi bulunduğu için semaglutid kullanan hastalarda retinopati takip edilmelidir" dedi.

o 4

"SAĞLIK HARCAMALARININ AZALMASINA KATKI SAĞLAMAKTADIR"

Kilo vermek için uygulanan ilaçların başarı oranının düşük olduğunu vurgulayan Önmez, "GLP-1R analogları ile artık obeziteyle daha etkin mücadele edebilmekteyiz daha anlamlı kilo kayıpları görebilmekteyiz. Bunun dışında diğer ilaçlarda görmediğimiz bazı olumlu etkileri de bu ilaçlarla görebilmekteyiz ki bunlar; kalp damar hastalık riskinin azaltması, kan şekerinin kontrolü, kan basıncı ve kolesterol düzeylerinde azalma, karaciğerin yağlı hastalığının azalması gibidir. Böylece başka hastalıkların gelişimi riskini azaltarak kişinin yaşam kalitesini arttırabilmektedir. Bu da uzun vadede sağlık harcamalarının azalmasına katkı sağlamaktadır" ifadelerini kullandı.

o 6

OBEZİTE BİR HASTALIKTIR"

Obezite bir hastalıktır. Bu tür hastalıklarla mücadelede uzmanlaşmış iç hastalıkları uzmanları veya endokrinoloji uzmanlarının söyledikleri ile harekete geçilmesinin önemini belirten Önmez, "Yukarıda bahsettiğim gibi obezite bir hastalıktır ve bu komplike hastalığın bu konuda uzmanlaşmış iç hastalıkları uzmanları ya da endokrinoloji uzmanları tarafından uygun görülen hastalarda reçete ile verilmeli ve takiplerinin de bu uzmanlar tarafından yapılması gerekmektedir. Özel olarak kilo verme üzerine çalışan bazı merkezlerde tetkik istenip reçetesiz ilaç verildiğini bilmekteyiz. Bu son derece riskli bir davranıştır. Hastalarımızın bu uzmanlıklara danışmadan muayene olmadan bu ilaçları kullanmaması gerekmektedir" dedi.

o 2

"OBEZİTE, YALNIZCA FAZLA KİLO ALIMI OLARAK ALGILANMAMALI"

Toplumun obeziteye bakış açısını değiştirmesi gerektiğini ve önemini anlatan Doç. Dr. Önmez, "Obezite, yalnızca fazla kilo alımı olarak algılanmamalı; genetik yatkınlık, hormonal dengesizlikler, çevresel etkiler ve davranışsal faktörlerin bir araya gelmesiyle gelişen bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Sağlık Bakanlığımız medyanın ortak çalışmalarıyla obezitenin biyolojik bir temele dayandığını açıklayan eğitimler ve kampanyalar düzenlenmektedir. Bunların daha da yaygınlaşması gerekmektedir. Kullanılan terminolojiye dikkat edilmeli, damgalayıcı dilden uzak durulmalıdır. Okullarda çocukluk çağından itibaren sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin önemi müfredata eklenmelidir" dedi.

o 3

"REÇETESİZ İLAÇLAR FIRTINALI BİR DENİZDE REHBERSİZ YOL ALMAK GİBİDİR"

Doç. Dr. Önmez, "Reçetesiz ilaçların kontrolsüz kullanımı engellenmeli, uzman hekimlerin bu tedavi sürecindeki önemi vurgulanmalıdır. Sağlık bir ekip işidir; bireylerin obeziteyle mücadelesinde diyetisyenler, spor eğitmenleri, psikologlar ve hekimlerin iş birliği kritik öneme sahiptir. Obezite tedavisinde dahiliye uzmanı ya da endokrinoloji uzmanları tarafından reçete edilmeden kullanılan bu ilaçlar, adeta fırtınalı bir denizde rehbersiz yol almaya çalışmak gibidir; yanlış bir adım ciddi sağlık risklerine yol açabilir" ifadelerini kullandı.

o 7

(İHA)

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Okuyucu Yorumları 0 yorum

En Çok Aranan Haberler