Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, Silivri'deki Marmara Cezaevi yerleşkesinde görüldü.
Özdağ 51 sayfalık savunma yaptı. Salondaki fotoğrafı ise basına yansıdı. Özdağ'ın savunmasından öne çıkan satır başları ise şu şekilde:
"Bu iddianameyi yazan savcı, yarın bir yerde benimle karşılaştığında; kusura bakmayın bir yanlış anlaşılma oldu diyecek. Benim siyasi olarak yapmış olduğum uyarıların tamamı, Türk Milleti’ne ve Türk Devleti’ne karşı görevimdir. Ben sadece üzerime düşen görevimi yerine getiriyorum.
Anayasa’nın 10. Maddesi ihlal edilerek muhaliflere düşman ceza hukuku uygulanıyor. Bizler, muhalifler olarak sanki cumhuriyetin ikinci sınıf vatandaşlarıyız.
Kayseri Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapor; tutuklanmama gerekçe oluşturmak için, tutuklandığım gün hazırlanmıştır ve hiçbir gerçekliği yoktur. Şiddet içermeyen, şiddete çağrı yapmayan sosyal medya paylaşımlarını suç saymak, ifade özgürlüğünü Kuzey Kore standartlarına çekmek demektir.
Savcı bu iddianame ile Roma Hukuku’ndan bu yana süre gelen, ceza hukukuna dair bütün ilkeleri yok saymıştır. Ümit Özdağ, Suriyeliler öldürmediği halde Suriyeliler öldürdü diyecek karakterde bir adam değildir.
Bu dava tarihe geçmiştir sayın hakim. Bu dava 3 Mayıs 1944’teki Türkçülük Davası ile yan yana duracak. Bu dava 12 Eylül’de Alparslan Türkeş’in yargılandığı dava ile yan yana duracak. Benim temel misyonum Türk Devleti’nin toprak ve devlet bütünlüğünü korumak olmuştur.
Bütün hayatımı akademik ve siyasal olarak Türk milletinin güvenliği ve refahı, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü bir ülke olmasına adadım. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Yüzlerce polis ve subaya hocalık yaptım. Ülkeme ve milletime yönelik tehditleri tespit etmek ve çözüm yollarıyla birlikte ortaya koymak için akademik ve siyasal çalışmalar yaptım. Türk milletine ve Türk devletine karşı hiçbir suç işlemedim.
Savcılık 78 gün boyunca, 4 yıl süreyle yapmış olduğum bütün X paylaşımlarımı, Instagram paylaşımlarımı, hatta videolarımı inceledi. Savcılığın iddianameye koyduğu hiçbir açıklamam, TCK 216’da, maddenin gerekçesinde ve Yargıtay içtihatlarında tanımlandığı şekilde suç değil.
Savcının hiçbir suçu yoktur. Halkı kin ve nefrete, düşmanlığa teşvik eden paylaşımım olmadığı için bulması mümkün değildir. Ancak savcılık, Oğuzhan Kumpınar’ın iddianamenin hazırlanmasından 8 ay önce takipsizlik almış X’inin, soruşturmadaki X gibi gösterilmesini kabul edilebilir bulmuştur. Keza savcılığın aleyhimde olduğunu düşündüğü paylaşımlarımı koyarken, lehimde olan X paylaşımlarımı iddianameye koymaması da kabul edilebilir değildir.
Konuşmam boyunca, ortaya delilleri koyarak ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin ve kaçak olarak gelenlerin ülkelerine güven içinde, devletler hukuku ve milli hukukumuza uygun şekilde geri dönmelerini savunduğumu açıkladım.
Yine konuşmam boyunca kanıtları ile; değil kışkırtma, düşmanlaştırma ve tahrik etmek, aksine kışkırtanlar ile, tahrik etmeye çalışanlarla mücadele ettiğimi; davalar açtığımı, suç duyurularında bulunduğumu ortaya koydum. Çünkü ben yıllardan bu yana Stratejik Göç Mühendisliğini gerçekleştiren emperyalizmin, ülkemizi istikrarsızlaştırma programı ile mücadele ediyorum. Ve ne yazık ki; küresel göç çağında, ülkesine yönelik kontrolsüz göçe karşı çıktığı için bütün dünyada tutuklanan tek politikacıyım.
Burada bulunmamın, Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile hakkımda dava açılmasının, 21 Ocak’ta Ankara Başsavcılığı’nın 11 iddianame hazırlamasının nedeni; PKK terör örgütü baş yöneticisi Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşmelere eleştiriler yöneltmemdir. PKK terör örgütüne güvenilmeyeceğini düşünmemdir. PKK’nın ancak dizleri üzerine çökerek, ‘teslim oluyorum’ demesi durumunda muhatap alınması gerektiğini savunmamdır. Bu gerçeği bütün dünya ve büyük Türk Milleti biliyor. Tarih böyle kaydedecek. 100 sene sonra tarih kitaplarında ‘Ümit Özdağ, Kayseri’de olayları kışkırttığı için yargılandı’ diye yazmayacak. ‘PKK’ya güvenmeyin, Anayasayı değiştirmeyin dediği için yargılandı’ diye yazacak. Bütün bu bilgiler ışığında hüküm sizin, adalet Allah’ındır. Umarım Türk Milleti adına vereceğiniz hükmünüz, milletin vicdanını ve adaleti temsil eder."
Özdağ'ın savunmasının ardından avukatları da savunmalarını yaptı. Savcı, mütalaasında Ümit Özdağ'ın tutukluluğunun devamını istedi. Ayrıca Özdağ hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla 1.5 yıldan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Mahkeme, Özdağ'ın tutukluğunun devamına karar verdi. Dava, 17 Haziran'a ertelendi.