ANKARA (İHA) - İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, yarın yapılacak Milli Güvenlik Kurulu'nu uyararak, "Türk Silahlı Kuvvetleri komutanlarının referandumdan söz etmesini çok vahim bir durum olarak görüyoruz. Düşman vatana girdiği zaman Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye'nin savunmasını referanduma mı sunacak?" dedi.
Perinçek, bugün partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, yarın yapılacak Milli Güvenlik Kurulu'nu Kıbrıs'ta referandum konusunda uyardı. Perinçek, MGK'nın yarın tarihindeki en önemli toplantıyı yapacağını ve Türkiye'nin güvenliğinin 2. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ilk defa bu kadar büyük bir tehditle yüz yüze olduğunu belirterek, "MGK'ya sorumluluğunu hatırlatmak istiyoruz. MGK, Türkiye'nin güvenliğini referanduma sunma makamı değildir. Türkiye'nin güvenliği referandum konusu olamaz. 200 bin insanın referandumuna sunulamaz. Öyle bir hava var ki, top 200 bin Türk'e atılmakta, sorumluluktan kaçılmaktadır" dedi. Perinçek, Türk Silahlı Kuvvetleri komutanlarının referandumdan söz etmelerini çok vahim bir durum olarak gördüklerini belirterek, "Şunu soruyoruz. Düşman vatana girdiği zaman TSK Türkiye'nin savunmasını referanduma mı sunacak? Bu durum da hiç farklı değil. Kıbrıs'ta referandum yapılması aslında Türkiye'nin güvenliğinin 200 bin insana sorulmasıdır. Bizzat Genelkurmay Başkanı Türkiye'nin Kıbrıs ve Kuzey Irak'tan kuşatılmakta olduğunu söylemiştir. Annan Planı'nın aslında Amerika'nın işgal planı olduğu çok açıktır ve Türkiye'ye tehdidin Amerika'dan geldiği herkes tarafından, komutanlar tarafından da bilinmektedir. Bu koşullarda Türkiye'nin güvenliği 200 bin yurttaşın üzerine atılabilir mi? İstenirse 'hayır' deneceği bilinsin, Türkiye'nin güvenliği evet-hayır oylamasına bırakılamaz. Bu bir oylama sorunu değildir. Böyle durumlarda 'Ya istiklal, ya ölüm' vardır" şeklinde konuştu. Yarınki toplantıda Türkiye'nin güvenliği ile ilgili bir oylamanın KKTC'de yapılması kararı alınmasının ağır bir sorumluluk ve Anayasa suçu olacağını ifade eden Perinçek şöyle konuştu:
"Çünkü Anayasa'nın 90. ve 104. maddelerinceTürkiye'nin uluslararası antlaşmaları TBMM tarafından onaylanır. Bir tarikat müridi İsviçre'de 'evet' dedi diye antlaşma olmaz. Tayyip Erdoğan İşviçre'ye götürülüyor. Orada Amerika'nın koyduğu Annan Planı'na evet diyor. Antlaşma oldu mu? Türk tarafı adına bir antlaşma oldu mu? Ortada bir antlaşma yok. Çünkü, TBMM'nin onayı yok. KKTC'den Türk ordusunu atmayı öngören bir dayatmaya evet denmiştir. Bu 'evet' gayrımeşrudur. Zaten gayrımeşru bir makam tarafından evet denmiştir".
TBMM tarafından onaylanmadan evet denmesinin Türkiye'nin güvenliği açısından kabul edilemez oluduğunu belirten Perinçek, "Bir intihar oylanmaktadır. Evet ihtimali yüzde bir bile olsa Türkiye'nin güvenliği böyle bir ihtimale bırakılamaz" diye konuştu. Türk ordusunun komutanlarına seslendiğini söyleyen Perinçek, "Referandum kesinlikle kabul edilemez. Annan Planı Türkiye tarafından kabul edilemez. Meclis böyle bir antlaşmayı kabul edemez. Ederse o meclis de gayrımeşru olur" dedi. Perinçek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Güvenlik Kurulu'nda yarın referandumun kesinlikle reddedilmesini, referandumu içeren bir antlaşmaya kesinlikle hayır denmesini ve bizim bir parçamız olan KKTC'nin kesinlikle kendisini ortadan kaldırma, dağıtma yolunda bir referandumun uygulanması yönünde bir karar alınmamasını istiyoruz ve MGK'yı uyarıyoruz: Türkiye'nin güvenlik konuları referanduma sunulamaz. Türkiye'nin güvenliği bir kişi bile kalsa, o bir kişi tarafından korunacaktır. Kaldı ki hiçbir zaman bir kişi kalmaz".
markasıdır.
Haber Gönder
