Rasathaneler, insanların ilgisini kazanmış ve bilimsel araştırmaların yolunu açan önemli kurullardır. Bu kapsamda ülkemizde bulunan Kandilli Rasathanesi de Türkiye'nin en önemli kurumlarından biri olup gökyüzü olayları, deprem vb. uzay araştırmaları hakkında çalışmalar gerçekleştiren bir bilim merkezidir. Deprem söz konusu olduğunda akıllara gelen şeylerden biri rasathanenin ne olduğu ve nasıl kurulduğu gibi detaylardır ve bu detaylar oldukça merak edilmektedir.
Rasathane yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin hareketlerini izleyen, astronomik olayları kaydeden ve araştıran bilim kurumlarıdır. Bu kurumlar gökyüzündeki hareketlerin incelenmesi ve gelecekte oluşabilecek doğal afetlerin önceden tahmin edilebilmesi gibi görevleri yerine getirirler. Bilhassa deprem gibi doğal afetlerin önceden bilinmesi ve toplum güvenliğinin sağlanabilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
Gözlem evi olarak da bilinen bu yerler deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerden uzakta ve yüksek noktalarda kurulur. Rasathanelerin konumuyla beraber içerisinde kullanılan ekipmanlar da oldukça önemlidir. Teknolojik gelişmelerin hızlanmasıyla birlikte 21. yüzyılda rasathanelerde çok daha kapsamlı çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.
Dünyada ilk rasathanenin Emeviler döneminde Şam’da kurulduğu yönünde bazı iddialar bulunsa da dünyadaki ilk rasathanenin Abbasi Halifesi Me’mun tarafından Bağdat’ta kurulan Şemmâsiye Rasathanesi olduğu fikri kabul edilmektedir.
Astronomik gözlemlerin tarihi Babil, Mısır ve Antik Yunan medeniyetlerine kadar uzansa da o tarihlerdeki gözlemlerin kişisel çabalarla gerçekleştirildiği bilinmektedir. Dünya tarihinde sistematik bir şekilde gözlemlerin yapıldığı ilk rasathaneler Müslümanlar tarafından kurulmuştur.
Bununla beraber İslam coğrafyasındaki bazı bilim insanlarının kişisel olarak evlerinde veya evlerine yakın bir noktada küçük yapıda rasathaneler kurdukları bilinmektedir. Fakat devlet desteğiyle kurulan resmi rasathaneler ilk olarak kabul edilmektedir. Büyük çapta kurulan rasathanelerin ekonomik giderleri sultanlar, devlet büyükleri ve diğer zengin kişiler tarafından karşılanmıştır.
Tarihtte bilinen ilk resmi rasathâne, Abbasi Halifesi Me’mûn döneminde 813-833 yıllarda Bağdat’ın Şemmâsiye bölgesinde kurulmuştur. Şemmâsiye Rasathanesi olarak bilinen bilim merkezinde bilhassa Güneş gözlemleri gerçekleştirilmiştir. Şemmâsiye’deki çalışmalar yeterli olmadığından iki yıl sonra Şam’daki Kâsiyûn Rasathânesi kurulmuştur.
Takiyüddin'in Rasathanesi ya da bilinen ilk adıyla Dar-ü'r Rasad-ül Cedid 1575 senesinde Osmanlı bilim insanı Takiyüddin tarafından İstanbul'daki Tophane bölgesinde kurulan ilk gözlemevidir.
Bu rasathanenin 1571 senesinde Osmanlı Sarayı'na müneccimbaşı olarak görev yapmaya başlayan Takiyüddin'in Padişah 3. Murad'a astronom Uluğ Bey'in Semerkant'da yaptığı "Zic-i İlhânî" isimli gözlem ve araştırmaların eskide kaldığını içeren raporunu sunmasından sonra kurulmuştur. İstanbul Rasathanesinin yapımına ne zaman başlandığı kesin olarak bilinmemektedir. Yapım sürecinde yönelik kanıt niteliğinde herhangi bir belge bulunmamasıyla beraber rasathanenin ekipmanları ve yapımı bitirilmemiş bile olsa 1575-1580 yılları arasında kullanıma açık olduğu bilinmektedir.
Rasathane 1580 senesinde Şeyhülislam Kadızade'nin fetvası ve Padişah 3. Murad'ın fermanıyla denizden topa tutularak yıkılmıştır. İddiaya göre bir kuyruklu yıldız sebebiyle Sultan 3. Murad Takiyüddin'den açıklamada bulunmasını istemiş, o da bu olayın bir mutluluk sürecinin habercisi olduğunu söylemiştir. Ama bu yorumun tam aksi bir şekilde ortaya çıkan bir salgın felaketi sebebiyle rasathaneye yönelik tepkiler artmıştır.
Bazı kaynaklara göre ise İstanbul'da meydana gelen bir depremden sonra halk sokağa çıkmış ve depremin rasathane yüzünden olduğunu iddia etmiştir. Sarayın önünde de büyük eylemler gerçekleştirilmiş ve bu olayın üzerine 3. Murad rasathaneyi yıktırmak zorunda kalmıştır.