Devlet Bakanı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yeni stand-by görüşmelerinde son aşamaya gelindiği belirtti ve Türkiye'nin IMF'ye olan toplam borcunun yıl sonunda yaklaşık 20 milyar dolar düzeyine ineceğini bildirdi.
Babacan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Hazine Müsteşarlığı ve DPT Müsteşarlığı bütçelerini sunuş konuşmasında, IMF ve Dünya Bankası ile ilişkilerin ülkemizin önceliklerini esas alan ilkeler çerçevesinde sürdürüldüğünü söyledi.
IMF ile imzalanacak yeni stand-by'ın da kısa süre içerisinde sonuçlandırılmasını hedeflediklerini vurgulayan Babacan, Türkiye'nin 2003 yılından itibaren IMF'ye net borç geri ödeyici duruma geldiğine dikkat çekti.
2004 yılında fondan toplam 1.1 milyar dolar kaynak temin edilirken, geri ödeme tutarının 4.3 milyar dolara ulaştığını ifade eden Babacan, yeni stand-by döneminde de Türkiye'nin net borç geri ödeyicisi konumunu sürdüreceğini ve borç stokunun da azalmaya devam edeceğini kaydetti. Babacan, uyum kredisinin kalan 500 milyon dolarlık bölümün 2005 yılı başlarında kullanılmasının öngörüldüğünü bildirdi.
Babacan, 2002 yılı Ekim ayında yüzde 70.6 seviyelerinde olan TL cinsi borçlanmanın ortalama maliyetinin 47.6 puan düşerek yüzde 23 seviyesine gerilediğini bildirdi. Babacan, şöyle devam etti:
"Son 2 yılda bütçenin faiz yükü önemli ölçüde hafifletilmiştir. 2003'de sağlanan 6.8 katrilyonluk tasarrufun ardından bu yıl da faiz ödeneğinden yaklaşık 8 katrilyon lira tasarruf sağlanacaktır. Böylece 2001 sonunda milli gelirin yüzde 23.3'ü olan faiz yükü, 2003 yılında yüzde 16.4'e düşürülmüştür. Bu oranın 2004 sonunda yüzde 13.8'e, 2005'de de yüzde 11.7'ye inmesi beklenmektedir."
Öte yandan Yeni Türk Lirası ile kamu bankalarına da değinen Babacan, YTL ve Yeni Kuruşun tedavülünde bir sorun yaşanmaması için gerekli tüm tedbirlerin alındığını söyledi.
Yatırımcıların yatırım ve işletmeye alma aşamasında yükümlü oldukları izin süreçlerinin koordinasyonu ve hızlandırılmasına dönük çalışmaların son aşamaya geldiğini de kaydeden Babacan, yabancı sermayeye yönelik bu çabalar sonucunda başta AB ülkeleri olmak üzere Türkiye'ye yönelik doğrudan yabancı yatırımlarda önemli bir artış sağlandığını söyledi.