HABER

Tarihçilerden Halaçoğlu'na destek

İSTANBUL (İHA) - Aralarında dünyaca ünlü bilim adamları Prof. Dr. Halil İnalcık ve Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın da bulunduğu 79'u profesör, 41'i doçent, 123'ü yardımcı doçent olmak üzere 353 tarihçi, İsviçre'nin Zürih Kantonu'ndaki bir toplantıda 'Ermeni soykırımı yoktur' dediği için hakkında tutuklama kararı çıkartılan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'na destek için bir bildiri yayımladı. Bildiride, kendi tezlerini ve gerçeklerle bağdaşmayan iddialarını kabul etmeyen tarihçilerin doğruları söylemelerini engelleme politikaları doğrultusunda Prof. Dr. Stanford Shaw, Prof. Dr. Gilles Veinstein ve Prof. Dr. Bernard Lewis gibi son derece saygın bilim adamlarını bile susturabilmek maksadıyla ölümle tehdit eden ve mahkeme yollarını deneyen bazı Ermeni çevrelerinin, aynı baskıyı şimdi de Türk Tarih Kurumu'nun Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun üzerinde kurmaya çalıştıklarına dikkat çekilerek, "Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun Ermeni tehciri konusundaki tarihi gerçekleri ortaya koyma çabalarını destekliyor, kendisinin fikir ve ifade özgürlüğüne yöneltilen ve mutlaka akim kalacağına inandığımız bu hukuksuzluğu protesto ediyor, başlatılan girişimin Türkiye'nin değil İsviçre'nin tarihinde fikir özgürlüğüne indirilen bir darbe olarak yer alacağına inanıyoruz" denildi.

'ERMENİ TEHCİRİ ÖNCEDEN PLANLANMADI' 353 tarihçi tarafından imzalanan basın açıklamasında, 1915 yılında uygulanan Ermeni tehcirinin, önceden planlanmış bir girişim değil, Birinci Dünya Savaşı'nda değişik cephelerde çarpıştığı sırada Ermeni çeteciler tarafından çeşitli bölgelerde arkadan vurulan Osmanlı ordusunun güvenceye alınması ve Müslümanlar ile Ermeniler arasında çıkmış bulunan çatışmaların büyümesinin önlenmesi amacıyla ve sadece mecburiyet dolayısıyla tatbik edilmiş geçici bir tedbir olduğu belirtildi. Düşman ordusuyla yapılan fiili işbirliğine son verilmesi maksadına yönelik olan bu uygulamanın, muhtemel bir isyana karşı önceden düşünülmüş bir tedbir olma özelliğinin ise, hiçbir şekilde bulunmadığı da kaydedildi.

"Ermeni meselesi" ve "Ermeni iddiaları"nın, sadece 1915 tehciri ve Osmanlı İmparatorluğu ile sınırlı kalmayan, etkileri günümüze kadar gelen bir olaylar zinciri olduğu vurgulanan açıklamada, bu iddiaların, başta Lozan olmak üzere diğer mali ve hukuki uluslararası anlaşmalarla birçok alanda Osmanlı İmparatorluğu'nun varisi kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarına kadar uzandığı ve bugünkü devleti de haksız bir suçlamayla karşı karşıya bıraktığı savunuldu.

Açıklamada, dolayısıyla, son zamanlarda ortaya çıkan "Soykırımı kabul edelim, Osmanlı'nın meselesi olan 1915 olayları Türkiye Cumhuriyeti'ni bağlamaz" şeklindeki görüşün ne derece zaaf içerdiğinin de kendiliğinden belirdiği belirtilerek, "Zira genoside, zamanaşımına tabi olmayan ve milletlerin geçmişini lekelemesinin yanı sıra geleceğini de kirleten bir insanlık suçudur ve tarihimizin bu suçla uzaktan veya yakından bir alakası bulunmamaktadır" ifadesine yer verildi.

'RESMİ TARİHÇİLİKLE' SUÇLAMA KOLAYCILIĞI Ermeni diasporasının son yıllarda, "Türk tarihçilerin Batı'da popüler olmalarının ve 'itibarlı akademisyen' kabul edilmelerinin yolunun Türk tezine aykırı görüşler ileri sürmeleri olduğuna inandırılmaları" şeklinde yeni bir propaganda metodunu hayata geçirerek Türkiye'de kendi tezlerini savunacak yandaşlar bulma çabasına giriştiği ve sayıları az da olsa bazı destekleyiciler sağlayabildiğine dikkat çekilen açıklamada, "İşin garip tarafı ise, ülkemizde bugün Ermeni tezlerini destekleme ve o doğrultuda görüş ortaya atma talihsizliğini gösteren bu kişilerin, 1915 olaylarının ve tehcirin en önemli bilimsel kaynağı olma kimliğini yaşayan Osmanlı Arşivleri'nden içeriye adımlarını atmamaları, konuyla ilgili belgeleri okuyacak Osmanlıca bilgisine sahip bulunmamaları ve yine konuyla ilgili olarak bugüne kadar hiçbir bilimsel yayın yapmamalarıdır. Bu kişilerin, tarih disiplininin temel metotlarına dikkat etmeden, tek taraflı yaklaşımlarla ileri sürdükleri görüşlerin tarihçiler tarafından eleştirilmesi karşısındaki muhataplarını "resmi tarihçilik" ile suçlayarak kolaycılığa sapmalarını doğru bulmuyoruz" denildi.

'SAYGIN BİLİM ADAMLARI BİLE ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ' Açıklamada, Türk tarihçilerin, yurt dışındaki Ermeni lobilerinin baskıları neticesinde karşılaştıkları engellemelere ve çektikleri bütün zorluklara rağmen, yıllardan buyana tehcirle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmaya çalıştığı ve bu çalışmalarına kısıtlı imkanlarla devam ettiği hatırlatılarak, "Kendi tezlerini ve gerçeklerle bağdaşmayan iddialarını kabul etmeyen tarihçilerin doğruları söylemelerini engelleme politikaları doğrultusunda Prof. Dr. Stanford Shaw, Prof. Dr. Gilles Veinstein ve Prof. Dr. Bernard Lewis gibi son derece saygın bilim adamlarını bile susturabilmek maksadıyla ölümle tehdit eden ve mahkeme yollarını deneyen bazı Ermeni çevreleri, aynı baskıyı şimdi de Türk Tarih Kurumu'nun Başkanı, kıymetli meslektaşımız Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun üzerinde kurmaya çalışmaktadırlar. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun Ermeni tehciri konusundaki tarihi gerçekleri ortaya koyma çabalarını destekliyor, kendisinin fikir ve ifade özgürlüğüne yöneltilen ve mutlaka akim kalacağına inandığımız bu hukuksuzluğu protesto ediyor, başlatılan girişimin Türkiye'nin değil İsviçre'nin tarihinde fikir özgürlüğüne indirilen bir darbe olarak yer alacağına inanıyoruz" ifadesi kullanıldı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler