HABER

Kapat

Türkiye'nin biyolojik çeşitliliği

Türkiye'nin biyolojik çeşitliliği

İSTANBUL (İHA) - Günümüzde doğal kaynaklarını korumayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı başaran ülkeler, 21. yüzyıla güvenle adım atacak ve bu dünyadaki yerlerini sağlamlaştıracaklar. Geniş çeşitlilik gösteren bir bitki ve hayvan varlığına sahip olan ülkemizde de, doğal zenginliklerimizin ve canlı kaynaklarımızın korunması yönünde çalışmalar yapılmakta.

Ekosistemde meydana gelen bozulma ve tahribat sonucunda birçok hayvanın nesli tehlikeye düşmüş veya yok olmuş bulunmakta. Ekosistemi tahrip eden faktörler arasında bulunan çevre kirliliği, sanayi, kent yerleşimi, hızlı nüfus artışı, aşırı ve bilinçsiz avlanma, turizm, orman ağaçlarının kesilmesi ve yangın, erozyon, anız yangınları, eğitim yetersizliği gibi nedenlerle doğal kaynaklar üzerindeki yanlış kullanım ve aşırı baskı sonucu bitki ve hayvan türlerinin yaşama ortamları tahrip edilmiş, bazılarının ise nesli tükenmiş durumda. Olağanüstü güzellikler içeren ülkemiz ise zengin bir bitki ve hayvan varlığına sahip. Coğrafi konumunun, iklim, jeoloji, toprak ve su kaynakları gibi farklı ekolojik değerlerinin uygun özellikler taşıması, kuşların göç yollarının üzerinde bulunuşu, buzul çağlarında birçok hayvana sığınak teşkil etmesi sebebiyle, hayvan varlığı bakımından zengin bir çeşitlilik göstermekte.

Avrupa kıtasının tümünde bitki türlerinin sayısı yaklaşık 12 bin kadar olmasına karşın, bugün Türkiye'de saptanmış bitki türü sayısı hemen hemen bu sayıya yaklaşmış bulunmakta. Bunun 3 bin civarındaki kısmı ülkemize endemik, yani belli bir bölgeye özgü, başka hiçbir yerde bulunmayan türler. Avrupa faunasını oluşturan türlerin sayısı 60 bine yaklaşırken, ülkemizde ise 80 bine yaklaşmakta. Türkiye, birçok hayvan türünün anavatanı olarak bilinmekte. Örneğin, alageyiğin orijini Akdeniz Bölgesi, sülünün orijini ise Samsun. Yurdumuzda 120 civarında memeli, 400 civarında kuş, 130 civarında sürüngen, 300 civarında balık türü bulunmakta. Bunlardan 15 memeli türü, 46 kuş, 18 sürüngen, 5 kurbağa türü ise yok olma tehlikesi altında.

Ülkemizin toplam sulak alanı 1 milyon hektar alanı aşmakta. Yaklaşık 250'nin üzerinde sulak alan bulunmakta. Elbette ki bu doğal zenginliklerimizin ve canlı kaynaklarımızın korunması gerekmekte. Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce bu yönde çalışmalar yapılmakta. Bu amaçla ülkemiz, çeşitli uluslararası sözleşmelere taraf olmuş bulunmakta veya taraf olma çalışmaları devam etmekte. Nesli tehlike altında olan türler için eylem planları hazırlanmakta. Özellikle yaban hayatının korunması için birçok proje yaptırılmış, tamamlanan projelerin sonucunda, başta projelerin yapıldığı bölgelerde olmak üzere çocuklar, gençler, yerel yöneticiler ve halkın eğitilmesi amacıyla eğitim programları düzenlenmiş, internet aracılığıyla, yazılı ve görsel basınla yapılan çalışmalarla kamuoyuna duyurulmuş bulunmakta. Ayrıca, hayvan varlığının korunması konusunda yapılan çalışmalar hakkında, çeşitli okullardan gelen öğrencilere bilgiler verilmekte.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler

Kapat