Ses tanıma teknolojisinin son elli yılda oldukça hızlı bir gelişim gösterdiği bilinmektedir. Geçmişte 1970’lerin ortalarında bilgisayarlar 1.000 civarında kelimeyi anlayabiliyordu. Fakat IBM’in bu alandaki çalışmalarıyla beraber 1980’li yıllarda bu sayı yaklaşık 20.000’e yükseldi. Gün geçtikçe teknoloji şirketlerinin yaptığı yatırımlarla ses tanıma yazılımları daha da gelişmiş hale geldi. Bunlara örnek olarak kişisel asistanlar günlük işlerimizi kolaylaştıran dijital yardımcılar olarak bilinmektedir. Günümüzde sesli komut sistemi Windows, Mac, Android, iOS ve hatta eski Windows Phone cihazlarında bile kullanılabilmektedir.
Yapay zekâ bilgisayarların insan gibi düşünme ve öğrenme yeteneklerini taklit etmesini sağlayan bir teknoloji alanı olarak tanımlanmaktadır. Bu teknolojiyle beraber bilgisayarların veri işleme görevi geliştirilerek karmaşık analizleri yapabilme ve karar verme yetenekleri de eklendi.
AI speech recognition ani yapay zeka ses tanıma teknolojisi ise insan sesini algılayıp yorumlayarak belirli görevlerin yerine getirilmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla kullanıcıların konuştuklarını algılayarak harekete geçebilmektedir.
Bu iki teknolojinin birleşmesiyle beraber sesli dijital asistanlar, konuşma tanıma sistemleri ve otomatik sesli komut uygulamaları gelişmeye başladı. Bu sayede kullanıcılar bilgisayarlarla veya akıllı cihazlarla sadece sesli bir şekilde etkileşim kurabilir hale geldi.
Yapay zekâ ses tanıma teknolojileri günümüzde birçok farklı alanlarda kullanılmaktadır. Bunlar arasında öne çıkanlar şu şekildedir:
Apple Siri ve Google Assistant gibi sesli asistanlar kişilerin verdiği komutları anlayarak pek çok görevi yerine getirebilmektedir. Örneğin hava durumunu öğrenmek, müzik açmak, hatırlatıcı oluşturmak ya da akıllı ev sistemlerini kontrol etmek sesli bir şekilde yapılabilmektedir.
Şirkete ait müşteri hizmetleri, çağrı merkezleri ya da sağlık sektörü gibi alanlarda konuşma tanıma sistemleri büyük kolaylık sağlar. Örneğin müşteri hizmetlerinde bir kişinin sesli şikâyeti otomatik olarak analiz edilip ilgili birime yönlendirilebilir.
Bu teknoloji konuşulan dili algılayıp yazıya dönüştürmek için de kullanılmaktadır. Bunlar arasında dikte uygulamaları, transkripsiyon hizmetleri veya dil öğrenme yazılımları en bilinen örnekleridir. Bununla beraber işitme ya da fiziksel engeli olan bireyler için kolay çözümler sunarak teknolojiyi daha kapsayıcı bir hale getirmektedir.