Kişilerde çeşitli nedenlerden dolayı yaralar oluşabilir. Yaralanma durumuna neden olan birçok unsur bulunmaktadır. Kesici, delici, batıcı aletler fizyolojik bazı yaralara neden olabilmektedir. Çok sıcak durumlarda, yanma ya da haşlanma nedenleri ile de soğuk donma gibi nedenlere bağlı olarak da çeşitli yaralar meydana gelebilir. Alkali ya da asitli maddeler de kimyasal yol ile meydana gelen bazı yaralar oluşturabilmektedirler.
İnsanların yara ile ilk tanışması doğum anlarında başlar. Doğumun gerçekleşmesinin hemen sonrasında göbek bağı kesilen bebek ilk yarasını bu süreçte alır. Daha sonra birçok farklı neden ile oluşan çeşitli yaralar farklı nedenlere bağlı olarak gerçekleşebilir. Bedenin herhangi bir yerinde meydana gelen yara çeşitleri farklı süreçlerden geçer. Genelde her yara iyileşir ancak hızlı iyileşmeyen ya da kalıcı görünen yaralar başka ve kalıcı hastalıkların belirtisi olarak görülebilirler.
İnsan vücudunun herhangi bir yerinde çıkan ve herhangi bir nedene bağlı olarak meydana gelen yaralar, oluşur oluşmaz pıhtılaşma sürecine girerler. Pıhtı sürecinde hem yara yerinden kan kaybı meydana gelmesi engellenir hem de yaranın iyileşme süreci başlar. Hücreler pıhtılaşma sürecini başlatırlar ve yara yerine ortamı temizleyecek olan, aynı zamanda hasar alan dokuyu tamir edecek olan diğer hücreleri o bölgeye çağırırlar.
Yara oluşan yeri mikroplardan, ölü dokulardan, yabancı cisimlerden arındırmak iyileşme süreci için önemlidir. Yara boşluğu bu süreçte bağ dokusu hücreleri ve kılcal damarlar ile doldurulur. Meydana gelen tamir dokusunun üst kısmı yeni bir deri oluşumu ile örtülür. Tam olarak kapanan yara bu süreçten sonra aylarca, günlerce ve haftalarca içten içe olgunlaşarak güç kazanır.
Bazı yaralar beklenen süreler içinde bir problem yaşanmadan ya da aksi bir durum olmadan iyileşebilir. Bu tür yara tipleri akut yaralar olarak adlandırılır. Büyük ve derinlikli yaralar küçük boyutlardaki yaralardan çok daha uzun süre içinde iyileşebilir. Gençlik ve çocukluk dönemlerinde kişilerin yaralarının daha hızlı iyileştiği bilinmektedir. Geniş olan bir kesik uzun süre içinde iyileşebileceği için dikiş atılarak müdahalede bulunulması iyileşme sürecini kısaltır.
Yaralar bir süre sonra kabuk bağlar. Kabuk bağlayan yara kaşıntı hissine neden olur. Peki neden?
İnsan derisinin alt kısmında son derece hassas olan sinirler bulunur. Ciltte bir tahriş söz konusu olduğu zaman da tepki oluşur. İyileşme sürecindeki yaralardan, sinirler aracılığıyla omuriliğe mesaj iletilir. Omuriliğe cildin uyarıldığı bilgisi ulaşır. Derideki yaranın iyileşme sürecinde meydana gelen bu durum, beyin sinyalleri tarafından kaşıntı olarak algılanır. Ayrıca bu sinirler insan vücudunun bir yaralanmaya tepkisi olarak saldığı histamin kimyasallarına karşı da duyarlıdır.
Meydana gelen kabuklar huysuz ve kuru olduğu zaman kaşıntı hissine neden olur. Beyinden ulaştırılan mesajlar nedeni ile kaşıntı olarak algılanan bu durum görmezden gelinmelidir. Çünkü yaralı bölgeyi kaşımak doğru bir hareket değildir. Yaralı bölgede oluşan kaşıntı hissine kapılarak bölgeyi kaşımak iyileşme sürecini uzatır, ciltteki hücrelere zarar verip onların yırtılmalarına neden olabilir. İyileşme sürecinin gecikmesine neden olan kaşıma eylemi yüzünden yara yeniden açılabilir ve daha büyük bir soruna da sebebiyet verilebilir. Herhangi bir neden ile oluşan yara, kabuk bağlama sürecindeyken kaşınmaması gerekir.