Halk arasında yıldız kayması adı verilen olay aslında bilimsel açıklaması bulunan ve normal olarak gerçekleşen, doğal bir durumdur. Bu bilimsel açıklama doğrultusunda uzayda çok sayıda yer alan gök taşlarının yörüngeleri dünya gezegeninin yörüngesi ile kesiştiği zaman gök taşı çok büyük bir hızla atmosfere girer. Bu hız 12 – 72 kilometre saniye olarak belirlenmiştir. Bu esnada meydana gelen sürtünme ile de gök taşında bir ısıma gerçekleşir. Isınan gök taşı ısısı arttıkça yanma noktasına gelir ve yanıp ışık saçmaya başlar. O sırada gökyüzüne bakıp bu olayı gören kişiler de durumu yıldız kayması olarak değerlendirirler.
Kuyruklu yıldızlar ya da diğer adı ile kirli kartopları, Güneş'in yanından geçerken ısınıp gaz açığa çıkartan buzlu küçük Güneş Sistemi cisimleri olarak açıklanırlar. Bilimsel bir açıklamaya göre yer çekimi etkisi ile kuyruklu yıldızların küçük parçaları yıldızlardan koparak aşağı, dünyaya doğru düşmektedir. Çok kısa süreli olarak şahit olunabilen bu durum yıldız kayması olarak adlandırılır. Kayan yıldız olarak yorumlanan durumlar, sadece gece görülebildiği için karanlıkta olan olaylar olarak da zannedilir. Ancak bu durum gece karanlığına özel bir durum değildir ve günün her saatinde gerçekleşebilir.
Aslında bilimsel bir açıklaması bulunan bir doğa olayı olan meteor hareketinde insanlar dilek tutmaktan vazgeçmemektedir. Gece karanlığında gökyüzüne baktığında yıldız kayması olarak isimlendirebileceği ve yorumlayacağı bir duruma gözleriyle şahit olan herkes hemen dilek tutma telaşına girmektedir. Bu durum ve dilek tutma alışkanlığı insanlık tarihinde ne zaman başladığı net olarak bilinmeyen bir gelenek haline gelmiştir.
Bir gökyüzü durumunun ilk kez ne zaman dilek tutma gereksinimi doğurduğu bilinmemektedir. Ancak bu konuda birden fazla teori bulunmaktadır. Öncelikle eski insanların, farklı toplulukların ve çeşitli inanışların kaynak olduğu düşünülen bu durum batıl bir inanç olarak gelişmiştir. Çoğu insan neden olduğunu bilmediği halde yıldız kayması gördüğüne emin olduğu zaman hemen dilek tutmak ister.
Eski zamanlarda yaşayan insanlardan başladığına inanılan yıldız kayınca dilek tutma alışkanlığının tam bir tarihçesi bilinmemektedir. Birçok insan yıldız kaymasının bilimsel açıklamasından da habersizken yıldız kaydığına şahit olduğunu düşündüğü zamanlarda dilek tutma ihtiyacı hissetmesi bir hurafeden ibarettir. Yine de dileklerin gerçekleşeceğine dair bir umut ışığının olması insanlara iyi gelen bir durum olarak değerlendirilmektedir.
Bu alışkanlığın bağlı tutulduğu açıklamalardan birine göre eski insanların inanışları bu hurafeyi şekillendirmiştir. Buna göre eski insanların yıldızlar kayarken öldüklerine inanıyor olmalıdır. Yıldız kayması sırasında birinin mutlaka öleceğin düşünen eski insanlara göre insanların ölürken tutulan dilekleri gerçekleştireceği düşünülmektedir. Yıldız kayarken dilek tutma alışkanlığının da bu inanışa dayandığı kabul edilmektedir.
Batıl bir inanış olarak kabul edildiği için bazı insanlar bu alışkanlığı doğru bulmamaktadır. Ancak insanın umut etme ihtiyacı ve insanın doğasında yer alan umut kavramı her fırsatta dilek tutmak için insanlara bir seçenek sunmaktadır. İnsanlar da bu seçeneği değerlendirerek her yıldız kayması olarak anlamlandırdığı durumda dilek tutar. Bazı inanışlarda dilek tutarken gözler kapanırken bazılarında parmaklar üst üste koyulur. Bu örnek de hurafedeki tutarsızlığın bir kanıtı olarak kabul edilir.