İSTANBUL (İHA) - Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner'in de aralarında bulunduğu 55 sanığın "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "Bankayı aracı kılarak dolandırıcılık" yapmak suçlarından yargılandıkları davanın, bankacılık suçlarında İhtisas Mahkemesi olarak kurulan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmasında, savcı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Ali Avni Balkaner'in "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçundan beraatını talep eden savcı,
"dolandırıcılık" suçundan cezalandırılmasını istedi.
İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Ali Avni Balkaner ile birlikte 10 sanık katıldı. Duruşmada çok sayıda off-shorezede de müdahil olarak hazır bulundu. Ali Avni Balkaner duruşmada mahkeme heyetine davanın seyrini değiştireceğini belirttiği belgelerden oluşan 4 klasör sundu. Balkaner, sunduğu belgelerle gerçeklerin su yüzüne çıkacağını vurguladı. Balkaner, banka sahibi olmadan önce 855 gayrimenkulü ve 1 milyar 600 milyon dolarlık serveti olduğunu belirterek, "Ben çok zengin bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldim. Babam Ali Balkaner çok tanınmış bir tüccardı. Dedem Türkiye vergi rekortmenidir. Bu nedenle bana çok büyük bir miras kaldı. Diğer mirasçılar kalan mirasla rahat bir hayat sürdürürken, ben ticarete atılarak bu serveti büyütmeye karar verdim. 5 bin kuruluşla, 855 gayrimenkul ve toplam 1 milyar 600 milyon dolarlık bir servet sahibi oldum. Ancak bunların hepsi banka sahibi olmadan önceydi" dedi.
Elinde bulunan arazilerin satışı için "Morgate" denilen bir sistemi uygulamaya karar verdiklerini kaydeden Balkaner, "Bu sistemin inşaat, sigorta ve banka olmak üzere üç ayağı vardır. Bir ayağı olan inşaat şirketim zaten vardı. Sigorta şirketi olarak da Axa Oyak ile temasa geçtik. Son olarak bir banka kurmamız gerekiyordu. Bu nedenle 1994 yılında 30 milyon dolarla Yurtbank'ın yüzde 30 hissesini Ali Rıza Çarmıklı'dan aldık" şeklinde konuştu.
Bankayı aldıktan sonra büyüttüğünü ve tüm masraflarını cebinden karşıladığını ifade eden Balkaner, 1998 yılında hazinenin bankaya denetici olarak Metin Aytaç'ı atadığını ve kendisinin bu tarihten sonra banka yönetimine karışmadığını ileri sürdü. Bankanın sahibi olarak zararı kabullendiğini, ancak bankanın hazinenin yönetiminde olduğunu belirten Balkaner, "Hazine biz 'doktoruz' dedi. Ancak selin altında onlar da kaldı. Hazine bana 'Bu banka senin. Zararı karşıla. Reeskont olarak yazılsın' dedi. Ben de 800 milyon dolarlık varlığımı 3M Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketinde topladım ve bu şirketi 18 milyon gibi sembolik bir rakamla bankaya devrettim" açıklamasında bulundu.
Kamuoyunda "Hortumcu" olarak anılmaktan çok rahatsız olduğunu söyleyen Balkaner, "Biz kendi kendimizi hortumladık. Biz kendi malımızı bankaya koyduk. Bankanın zararına itirazım yok. Ancak alınmamış bir paranın alınmış gibi gösterilmesini kaldıramıyorum. Hortumcu diyecekler diye 5 senedir lokantaya bile gidemiyorum" dedi.
Mahkeme Başkanının "Neden banka kurdun?" sorusuna karşılık Balkaner, "Bir kere girmiş bulunduk. Bataklığa girmiş bulunduk. Sonra da bataklıkta boğulduk" şeklinde cevap verdi.
Balkaner, TMSF ile anlaşmak üzere olduklarını da ifade ederek, "TMSF'ye gittim. 'Ben varlıklı bir insanım hayatta bir oğlum vardı. O da öldü. Beni bu borç yükünden kurtarın' dedim. Hiçbir şeklide karşınızda olmamam gerekirken, sırtımda büyük bir yükle dolaşıyorum" dedi.
Balkaner off-shore mağdurlarının TMSF ile yaptıkları anlaşma metninde ilk sırada yer aldığını ve anlaşma sağlandıktan sonra ilk olarak onların parasının ödeneceğini söyledi.
MÜTALAADA OFF-SHORE PARALARININ BANKADA KALDIĞI İFADE EDİLDİ Duruşmada hazır bulunan diğer 9 tutuksuz sanık da haklarındaki suçlamaları reddederek, daha önce yaptıkları savunmaları tekrar ettiklerini belirtti. Müdahil vekillerinden avukat Veysel Yıldırım, mahkemeye bir dilekçe sunarak, off-shore paralarının bankada kaldığını ifade etti. Bankanın denetiminden dönemin yöneticilerinin sorumlu olduğunu ileri süren Yıldırım, "Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli gibi BDDK görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunuyorum" dedi.
Sanık ve müdahil avukatlarının savunma ve taleplerinden sonra Cumhuriyet Savcısı Selamettin Celeb, mahkemeye 25 sayfadan oluşan mütalaasını sundu. Mütalaayı tutanaklara özetleyerek geçiren mahkeme başkanı Mustafa Akın, Balkaner Plaza'da öldürülen Muzaffer Hakan Balkaner ve Birgül Özmen yargılama sırasında öldüğü belirlenen Nurettin Dede hakkındaki yargılamanın ortadan kaldırılmasının istendiğini söyledi. Mütalaada, sanıklardan 4'ü hakkında zaman aşımı süresinin dolduğu belirtilerek, haklarındaki davanın ortadan kaldırılması talep edildi. Ayrıca Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner, "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve yönetmek" suçundan, kardeşi Ahmet Uğur Balkaner'in da aralarında bulunduğu 19 sanık hakkında ise bu teşekküle üye olmak suçlarını işlediklerine dair yeterli delil bulunamadığından beraatları istendi. Teşekküle yardım ettikleri iddiasıyla yargılanan 7 sanığın hakkında suç unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatlarına karar verilmesi talep edildi. "Bankayı vasıta kılarak nitelikli dolandırıcılık" suçlaması ile ilgili olarak yargılanan 4 sanık hakkında beraat, Ali Avni Balkaner'in de aralarında bulunduğu 32 sanık hakkında TCK 504 ve 522 maddeleri uyarınca hapis cezası verilmesi de mütalaada yer aldı.
Mütalaanın ardından sanık avukatlarından Deniz Ketenci söz alarak, yargılamanın genişletilmesi yönündeki talepleri değerlendirilmeden ve Balkaner'in sunduğu 4 klasörden oluşan delillerin incelenmeden mütalaa verildiğini belirterek, son savunmalarını hazırlamaları için süre istedi.
Duruşma sonunda mahkeme heyeti, Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli ve Bülent Ecevit hakkındaki suç duyurusunun reddine karar verdi. Sanık avukatlarının yargılamanın genişletilmesi yönündeki taleplerinin de reddine karar veren heyet, duruşmayı sanıkların son savunmalarını hazırlamaları için 19 Temmuz tarihine erteledi.