Deprem ülkemizin gerçeklerinden biridir. Bu doğal afet her nerede olursa olsun kaçınılmaz olarak görülür. Deprem ülkemizde sürekli yaşanan olgulardan biri olduğu için tedbirler alınmalı ve binalar dayanıklı olarak inşa edilmelidir. Bu konuda tedbir alan kişiler daha sonra da Allah’a tevekkül etmelidirler. Deprem anında ve sonrasında kişiler deprem dualarına yönelirler. Dua etmek inanan kişiler için rahatlatıcı bir ibadettir. Öte yandan dua, Allah'a yakınlaşmanın ve O'nun sevgi ve yardımını elde etmenin yollarından biridir.
Deprem ve doğal afetler gibi olaylarda korunma duası arayanlar için İslamî gelenekte hem Kur’an-ı Kerim ayetleri hem de Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) duaları öne çıkar.
Anlamlı ve Arapça okunuşuyla depremden korunma duası
Euzü besmele çekilir.
1- İza zülziletil erdu zilzaleha
2- Ve ahracetilerdu eskaleha
3- Ve kalel insanü ma leha
4- Yevmeizin tühaddisü ahbaraha
5- Bienne rabbeke evha leha
6- Yevmeiziy yasdürun nasü eştatel li yürav a'malehüm
7- Fe mey ya'mel miskale zerratin hayray yerah
8- Ve mey ya'mel miskale zerratin şerray yerah
Türkçe anlamı:
Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, "Ona ne oluyor?" dediği zaman, işte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır. Çünkü Rabb'in ona (öyle) vahyetmiştir. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.
Depremden koruyan dua Arapça okunuşu:
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm,
lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih,
ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm,
velâ yü-hîtûne bi'şey'in min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard,
velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.
Depremden korunma duası anlamı:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Allah'tan başka hiçbir İlah yoktur. O, daima yaşayan, daima duran, bütün varlıkları ayakta tutandır. O'nu ne gaflet basar, ne de uyku.
Göklerdeki ve yerdeki herşey O'nundur. O'nun izni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine! Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir.
Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar.
O'nun hükümdarlığı, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüp gözetmek, ona bir ağırlık da vermez. O, çok yüce, çok büyüktür.
Depremden koruyan dua Arapça okunuşu:
"Bismillahillezî lâ yedurru ma'a ismihi şey'ün fil ardı ve lâ fissemâi ve hüves-Semî'ul Alîm."
Depremden koruyan dua anlamı:
"Yeryüzünde ve gökyüzünde, Allah'ın ismiyle beraber hiçbir şey zarar veremez. O her şeyi hakkıyla işiten ve bilendir."
Peygamber Efendimiz Allah Resulü (s.a.v.) depremden ve doğal afetlerden, sel, yangın gibi doğal felaketlerden korunmak, kendimiz ve ailemiz ve malımız için muhafaza olunmak için şu duayı tavsiye etmiştir:
Allahümme inni es’elüke’l-‘afve ve’l-afiyete fi dini ve dünyaye ve ehli ve mali.
Allahümmestür’avrati ve amin rav’ati.
Allahümme’hfazni min beyni yedeyye ve min halfi ve ‘an yemini ve ‘an şimali ve min fevki ve e’uzü bi- ‘azametike eniğtale min tahti.”
Anlamı:
Allah’ım! Dinim, dünyam, ailem ve malım hakkında af ve afiyet istiyorum.
Allah’ım! Açıklarımı ört, korkularımı gider ve bana güven ver.
Allah’ım! Beni; önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gökten) gelecek tehlikelere karşı koru, altımdan (yerden) tehlikelerden Senin azametine sığınırım. (Hâkim, De’avat, no:1902, I, 517; İbn Hıbban, Ed’ıye, no: 961; İbn Ebi Şeybe, Dua, no: 2969)
“Uykudayken depremden ve doğal afetlerden korunmak için, Fâtır Suresi 41 . Ayetini okumak faydalıdır.
Arapça Okunuşu: İnnellâhe yumsikus semâvâti vel arza en tezûlâ ve lein zâletâ in emsekehumâ min ehadin min ba’dihi innehu kâne halîmen ğafûrâ.
Anlamı: “Gerçek şu ki Allah, koyduğu düzenden sapmamaları için gökleri ve yeri tutmaktadır. Şayet sapacak olsalar artık O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O Halîmdir, Gafur’dur, çok bağışlayıcıdır.”
Hz. İbni Abbas (r.a) rivayetine göre; bir adam Hz. Peygamber’in huzuruna gelerek şikayette bulundu; “Ya Resulallah başım dertten kurtulmuyor. Başıma gelecek felaket, afet ve musibetlerden korkuyorum.” dedi. Allah Resulü Hz. Peygamber (s.a.v) ise o adama şöyle buyurdu;
Sabahları şöyle dua et:
“Bismillahi ala nefsi ve ehli ve mali.”
Anlamı: Allah’ın ismiyle, kendimi, ailemi ve malımı Allah’a havale ediyor. O’nun yüce himayesine bırakıyorum.” Kendimin, ehlimin, malımın üzerine Allah’ın ismini okurum. (İbni Sünni, Hâkim, De’avat 1902, ibni Hıbban, İbni Ebi Şeybe)
Kötülüklerden, bela ve musibetlerden, afet ve felaketlerden kurtulmak için Tevbe suresi son 2 ayeti de okunur:
Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm(rahîmun). (Tevbe – 128)
Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm(azîmi). (Tevbe – 129)
Tevbe Suresi 128. Ayet Türkçe meali
Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin üzüldüğünüz şey, O’na ağır gelir (O’nu üzer). Size çok düşkün, mü’minlere şefkatli ve merhametlidir.
Tevbe Suresi 129. Ayet Türkçe meali
Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki “Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve O büyük arşın Rabbidir.”