İZMİR (İHA) - Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Ergenekon davası konusundaki kuşkular giderilmeli" dedi.
Cindoruk, Anavatan Partisi ile birleşme konusunda ise şunları söyledi:
"Bu sadece iki siyasi partinin birleşmesi değildir. Türkiye'nin çözümlerinin daha güçlü ortaya çıkarılması için temel bir başlangıçtır."
DP Genel Başkanı Cindoruk, yenilenen DP İzmir İl Başkanlığı'nın açılış törenine katıldı. Cindoruk'u parti binası önünde DP İzmir İl Başkanı Fatih Dalan ve çok sayıda partili karşıladı. Açılışın ardından düzenlediği basın toplantısında konuşan DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Türkiye'nin içinde bulunduğu dönem ve durumun siyasi hayat için tehditler ve tehlikeler içerdiğini söyledi. Ülke siyasetinin AK Parti iktidarı döneminde ayrışım esası üzerine kurulduğunu savunan Cindoruk, "Birleşmek,
bütünleşmek için yola çıkan Türk halkı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu dönemde bir ayrışıma tabi tutuldu. Hergün bu iktidar Türkiye'de bir siyasi kriz ortaya koydu ve bu siyasi krizler birbirini takip etti. Herkes ırkçılıktan, mezhepçiliğe kadar bir ayrışıma tabi tutuldu. Siyasette tutarlı olması gereken yargı hükümet ilişkilerine kadar her alanda ayrışımlar yaşandı. Her sabah kalktığınızda ortaya yeni bir konunun çıktığını görüyorsunuz. Ama bu yeni konular halkın dertlerini, düşüncelerini
ortadan kaldırıcı değil" dedi.
YARGI KRİZİ YAŞANDI
Türkiye'de yaşanan ayrışımlara örnek olarak en son yargıda bir kriz yaşandığını dile getiren Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yargıdaki kriz gerçekçi bir kriz mi yoksa yapay bir kriz mi? Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu her sene iki defa yargıç ve savcıların tayinlerini yapar. Bugüne kadar bu tayinlerle ilgili kararnameler için bir tartışma duydunuz mu? Ama ilk defa, Türkiye Cumhuriyeti'nde daha önce görülmemiş bir şekilde bir yargı krizi ortaya çıktı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu toplandı, 21 gün bir tayin meselesini tartıştı. Bu 21 gün sonunda ortaya çıkan ve çok önemli olmayan tayin kararnamesi birdenbire taraflarca sanki çok önemli bir mesele gibi ortaya kondu. Bu tayin konusundan sonra halkta 'Sanki Türkiye'de benim savcım var, senin savcın var. Benim yargıcım var, senin yargıcın var. Benim mahkemem var, senin mahkemen var' gibi bir izlenim oluştu."
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 21 gün boyunca tayin kararnamesi konusunu tartışmasını anlayamadığını dile getirdi. Yargı birliğini kırıp geçiren bu 21 günü Türk tarihinin bir kara lekesi olarak gördüğünü anlatan Cindoruk, sözlerine şöyle devam etti:
"Bir iki günde çözülmesi gereken bir mesele, bu iktidarın bakanının müdahil olmasıyla siyasi krize dönüştü. 21 gün az süre mi? 21 günde bakın Başbakan'ın oğlu askerliğini bitirdi. Askerliğini bitirdikten sonra beline Türk bayrağını doladı, Güney Anadolu'dan gelen bir gazi gibi kışladan çıktı. Bizim yargıçlarımız ve savcılarımız bir kararname için 21 gün ter döktüler, tartıştılar ve ne yazıkki adaletin ve yargının itibarını zedeleyerek oradan çıktılar."
Cindoruk, iktidarın Türkiye'deki önemli kurumlarla sürekli kavga içinde olduğunu söyledi. Bu kavga nedeniyle ülkede birlik ve beraberliğin sağlanamadığını dile getiren Cindoruk, şunları söyledi:
"İktidar Anayasa Mahkemesi ile kavgalı, Danıştay ile kavgalı, Yüksek Seçim Kurulu ile kavgalı daha acısı ordusuyla kavgalı. Ordusuyla tartışan bir iktidar, ordusunu küçük göstermeye çalışan bir yandaş basın ve bütün bunlar sonunda da devam eden bir savaş var. O da terörle mücadele savaşı. Orada başarıya ulaşmışkıymetli orduyu küçük düşürmek için ortaya hergün yeni iddialar atan bir iktidar ve bu iddiaları manşetlere taşıyan bir basın var. Birliğimiz, beraberliğimiz için yaşamak zorunda olduğumuz bu toprakta bu iktidarın ortaya attığı kutuplar var."
Türkiye'de çiftçi, işçi, emekli ve memurun sıkıntıda olduğunu ancak hükümetin bu sıkıntılara çözüm üretmediğini savunan Cindoruk, "Türkiye'de yüzde 15'e yakın küçülme var. Ama halen bu hükümetin çare ürettiği görülmüyor, aksine krizin Türkiye'yi teğet geçtiğini söylüyor. Krizin teğet geçtiği bir ülke var mı dünyada" dedi.
Siyasetin merkezinin boşaldığını, bu nedenle merkez hareketi başlattıklarını belirten Cindoruk, Anayasa'ya ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi: "Anayasası olamayan bir devlette yaşıyoruz. İkinci el bir anayasamız var. Bu hükümet bu anayasa meselesine el koymuyor, düşüncelerimizi paylaşmıyor. Buna karşı anayasayı değiştirmeye uğraş veriyor. Hukuksuz bir siyaset, siyasetsiz hukuk. İşte Türkiye'nin manzarası bu. Bunları çözeceğiz." Bunları çözmek için tekrar bir araya geldiklerini anlatan
Cindoruk, şöyle konuştu: "Merkez hareketi başlatıyoruz. Nasıl şehirlerin bir merkezi varsa, siyasetin de merkezi var. Bugün siyasetin merkezi boşalmıştır, onu dolduracağız. Merkez demek anlayış, saygı göstermek, fikirleri paylaşmak, kısacası merkez demek akıl, hız, çözüm demektir. Bundan sonra DP'nin her bürosundan çözüm ürettiğimizi göreceksiniz. Türkiye çözüm üreten bir ülke haline gelecek. DP'nin başlattığı yol, çözüm, planlama yolu olacaktır. Çağdaş bir parti olup demokrasinin dünyadaki ve Türkiye'deki en iyi örneğini vereceğiz."