Bakan İsmet Yılmaz hafta sonunu geçirdiği seçim bölgesi Sivas’ta, Ak Parti İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Sivas milletvekilleri Ali Turan ve Mesude Nursuna Memecan’ın da bulunduğu toplantıda konuşan Bakan Yılmaz, terörün sadece bugünün sorunu olmadığını anlattı. Bakan Yılmaz, 30 yılda 30-40 binden fazla insanın teröre kurban gittiğini, 400-500 milyar doların kaybolduğunu belirterek şöyle dedi:
"Birde yaşanan acılar var, anaların dinmeyen gözyaşları var. Öksüz kalan çocukların feryadı, baba hasreti var. Şimdi çözüm zamanı. 75 milyon bir arada, birlikte yaşayacağız. Bu ülkede yaşayan herkesin huzura ihtiyacı var. Bu süreçte sorumluluk sahibi herkes özenle hareket etmeli, seçeceği kelimelere dikkat etmeli. Bu dil her halükarda ayrıştırıcı ve kışkırtıcı olmamalı. Bazıları Türkü bir etnik kimlik zannetmekte. 2 yanlış bir doğru yapmaz.
Birisi Kürt etnisitesini öne sürüyor diye bir başkasının da Türk etnisitesini öne sürmesi doğru olmaz. Her ikisi de yanlıştır, iki yanlış bir doğru yapmaz. Bu ülke benim diyen, ben Türküm diyen hiç kimsenin bu topraklarda yaşayan hiç kimseye öfkelenmemesi, dışlayıcı olmaması gerekir. Türklerde etnik bilinç uyandırmak, Türkleri Kürtlerden ya da bu topraklarda yaşayan başka unsurlardan farklılaştırmak öncelikle Türklüğün çatı değer olduğu gerçeğine aykırıdır. Ve en başta bu değer zarar görür. İnsanların etnik kimliklerine bağlı olmaları, ona düşkün olmaları elbette ki haklarıdır ve saygı değer bir tutumdur. Etnik kimliğin milletin yerine ikame edilmesi ise küçülmeye talip olmak demektir. Bu ufuk darlığıdır, büyük Türkiye ideali olanlara yakışmaz. Bu yolun sonu etnik ayrımcılığa, saf soy ve ırk arayışına götürür."
Terör sorununu çözmek için milli birlik ve kardeşlik projesi başlattıklarını anlatan Yılmaz, "Amacımız 70 milyonu eşti kılıp çağdaş hak ve hürriyetler seviyesine çıkarmaktır. Bu süreç bahar ayında ülkemizi yeni bir aşamaya ve yeni bir umuda getirmiştir. Hepimiz bu ay yıldızlı bayrağın altında yaşamaktan onur duyuyoruz. Ülke içerisinde bizim Çerkezim, Yörüğüm, Türkmen’im, Kürdüm dememiz normaldir. Hatta kaçınılmazdır. Şimdi hala bazıları ’Türklük elden gidiyor, Türklük isteriz’ diye feryat ediyorlar. Biz şunu istiyoruz. Herkes ne ise onu söylesin. Soyunu inkar etmek zorunda kalmasın" dedi.
**BAKAN YILMAZ: KAVGAYA GİREN YUMRUK ALIR**
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz kentteki temaslarının ardından Şarkışla ilçesine geçti. Kendisini karşılamaya gelenlerle tek tek tokalaşan Bakan Yılmaz, burada yeni açılan bir tekstil işletmesini ziyaret etti. Bakan Yılmaz daha sonra Şarkışla Devlet Hastanesi’ni ziyaret ederek burada yatan hastalara geçmiş olsun dileklerinde bulunup karanfil verdi. Hastane ziyareti sonrasında Cumhuriyet Üniversitesi Aşık Veysel Meslek Yüksekokulu’nu ziyaret eden Bakan Yılmaz burada eğitim gören öğrencilerle kısa süreli sohbet etti. Yılmaz ve beraberindekiler daha sonra inşaatı devam eden Muhsin Yazıcıoğlu Cami ve Külliyesi’ni gezerek Şarkışla Belediye binasına geçti.
Seyfettin Soysal konferans salonunda ilçelilere hitap eden Bakan Yılmaz, barış sürecine değinerek, "Kavgaya giren yumruk alır. Eğer bir yumruk almak istemiyorsanız kavgaya girmemeniz lazım. Öldürdüğünüz insanların bu ülkenin vatandaşı olduklarını, onların annelerinin babalarının bu ülkenin bayrağıyla, birliğiyle, bütünlüğüyle hiçbir problemi olmadığını bilin. Dolayısıyla biz diyoruz ki; bu milli birlik ve kardeşlik projesine herkesin dört elle sahip çıkması lazım. Sorarım size; 3 bin tane terörist öldürmeyi ve bunun karşılığında 1 şehit vermeyi tercih eder misiniz? Ben ailemden bir tane şehit vermek istiyorum karşılığında da 3 bin terörist ölsün diyen var mı?
Yok, hiç kimse olmaz. Çünkü bir insan bir alem. Bir masumu öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. İşte bizim bu kardeşlik projemizin esası tek bir tane daha şehit vermemektir. Yaptığımıza imanımız gibi inanıyoruz ki doğru yoldayız. Çünkü insanı yaşatmak istiyoruz. Bundan güzel bir amaç olur mu?" dedi.
Bakan Yılmaz daha sonra belediye binası içindeki kitap fuarının açılışını yaparak buradan 2 kitap satın aldı. Yılmaz ilçedeki ziyaretlerinin ardından karayolu ile Ankara’ya hareket etti.