RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde herkesin yaşama hakkı, bireyin hür ve güvende oluşu ile hiç kimsenin şiddet, işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı davranışlara maruz bırakılamayacağının hükme bağlandığı belirtildi. Nedenleri ve sonuçları karmaşık süreçlerden oluşan şiddetin, yaygın bir sosyal problem olarak dünyanın her yerinde ve yaşamın her alanında ortaya çıktığı kaydedilen açıklamada, "Şiddet hayatın bir parçası oldukça, televizyonun da konusu olmaya devam edecektir" denildi.
Her türlü şiddeti ve özellikle aile içi şiddeti konu alan haber ve görüntülerin hak ettiği duyarlılıkta verilmesi, sağlıklı analizlerin yapılmasına özen gösterilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Bu tür haberleri onaylayıcı, meşrulaştırıcı, hoşgörülü her türlü tanım ve yaklaşımdan kaçınılarak, şiddetin bireysel ve toplumsal hayatımızda yaratacağı tahribat her fırsatta gözler önüne serilmelidir" ifadesine yer verildi.
Pek çok ülkede benzer kaygılarla televizyonda yer alan şiddetten bireyi ve özellikle çocuk ve gençleri korumak için bir takım yasal düzenlemeler yapıldığı hatırlatılan açıklamada, ancak televizyonu tamamen şiddetten arındırmanın sadece yasal yaptırımlarla neredeyse imkansız olduğu vurgulandı. Sorunun yasal düzenlemelerin yanı sıra her kesimin konu hakkında duyarlılık göstermesini ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği belirtilen açıklamada, RTÜK'ün şiddete karşı toplumsal duyarlılığın geliştirilmesi için öncelikle eğitim olanaklarının artırılması gerektiği inancında olduğu kaydedildi. Açıklamada, üst kurulun, konuya dikkat çekilmesi ve medya çalışanlarında şiddete karşı duyarlılığın artırılması amacıyla 26 Kasım Cuma günü İstanbul'da yalnızca ulusal televizyon kanallarının denetim görevlilerinin katılacağı bir eğitim programı düzenleyeceği bildirildi.
Kaynak: İHA
markasıdır.
Haber Gönder
