ANKARA (İHA) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın Anayasa Mahkemesi'yle ilgili açıklamaları hatırlatıldığında, "Devlet erkini birlikte kullandığım kişi veya kurumlarla ters düşecek, onlarla polemiğe girecek bir davranışta bulunmam doğru olmaz" dedi.
Bakan Şahin, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) ve Academie Accor Services işbirliği ile Ankara Hilton Oteli'nde düzenlenen "Avrupa Birliği'ne Uyum Sürecinde Sürdürülebilir Yönetim Konferansı"na katılarak konuşma yaptı. Türkiye'nin 200 yılı aşkın bir süredir, dar anlamıyla devlet idaresini geniş ve daha modern bir bakış açısıyla kamu yönetimini yeniden yapılandırmaya, çağına, küresel gelişimine uyarlamaya çalıştığını ifade eden Şahin, bu alanda yapılan en büyük değişimin, Atatürk'ün öncülüğünde kurulan Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bildirdi. Şahin şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz yüzyılda karşımıza çıkan ikinci büyük dönüşüm ise çok partili, demokratik hayata geçilmesidir. Türkiye'nin kamusal alanda karşılaştığı üçüncü büyük dönüşümü ise, 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile devlet alanının güvenlik öncelikli olarak yeniden düzenlenmesidir. AB'ye tam üyelik bağlamında, son 15 yılda özellikle de son 2.5 yılda hem ekonomimizin küresel ekonomi ile bütünleşmesinin tamamlanması, hem de kamu yönetiminin ve devlet alanının siyasi haklar ve uygulamalar açısından sivilleşmesine, yani küresel demokrasi dalgası ile uyumlu hale getirilmesine bağlı olduğunu görüyoruz."
Konuşmasında hukuk devleti konusunda hatırlatmada bulunan Şahin, hukuk devletinin gereğinin, siyasal iktidarın ve tüm anayasal ve yasal kurumların belirli bir hukuki çerçeve içinde hareket edebilmeleri olduğunu söyledi. Şahin, "Sürdürülebilir bir yönetimin gerekli şartlarından biri eğer demokratik bir zemin ise, demokratik zeminin, demokrasi vasıtasının gerekli şartı da hiç kuşku yok ki hukukun üstünlüğüdür. Ancak bir hukuk devletinde, birbirinden farklı toplumsal talepler ve kültürel farklılıklar siyasete, kurumsal alana yansıtılabilir ve ancak hukukun üstünlüğüyle dayatmacı, otoriter yaklaşımlara sınırlamalar getirilebilir" şeklinde konuştu.
Türkiye'de iyi yönetimin önündeki en büyük engelin, zihniyet değişiminin doğasından kaynaklanan zorluklardan ileri geldiğini belirten Şahin şunları kaydetti:
"Tıpkı kişilerde olduğu gibi kurumlarda eski alışkanlık ve erken dönemlerden itibaren edinilmiş geleneksel bakış açıları ile donatılmışlardır. Dünyaya bakışı, sorunları algılama ve çözüm üretme yöntemleri eskiyen, ancak buna rağmen aynı usulleri izlemenin iç rahatlatıcı kısır döngüsüne girmiş kurumsal yapılanmaları dönüştürmek, yalnızca siyasi iktidarın değil, aynı zamanda kolektif iradenin de sorumluluğu altındadır. Bu eşsiz ülkeye ve onun büyük ulusuna karşı sorumluluğumuz, bu duygudan çok önce zihniyetlerimizi değiştirebilecek iradeyi oluşturabilme kararlılığını gösterebilmekten geçiyor."
Bu arada, Avrupa Birliği'ne Uyum Sürecinde Sürdürülebilir Yönetim Konferansı'ndan ayrılışında gazeteciler Şahin'e, TBMM Başkanı Arınç'ın Anayasa Mahkemesi'yle ilgili açıklamaları konusundaki düşüncelerini sordu. Şahin, bu soruyu, "Ben yürütme organının bir üyesiyim. Dolayısıyla devlet erkini birlikte kullandığım kişi veya kurumlarla ters düşecek, onlarla polemiğe girecek bir davranış içerisine girmem doğru olmaz" şeklinde cevapladı.