HABER

Kapat

"Türkiye'nin altın üçgeni, iç barışın anahtarıdır"

Ankara - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye'de, İslamiyet, laiklik ve demokrasi arasında eşsiz bir uyum vardır. Bu, Türkiye'nin altın üçgeni, altın sentezi, iç barışın ve kalkınmanın altın anahtarıdır" dedi.

Baykal, TBMM'nin açılışının 86. yıldönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de, İslamiyet, laiklik ve demokrasi arasında eşsiz bir uyumun olduğunu, bunu, Türkiye'nin altın üçgeni, altın sentezi, iç barışın ve kalkınmanın altın anahtarı diye niteledi. Deniz Baykal, "Bunu gözümüz gibi koruyup sürdürmeli, bozmak isteyenlere meydanı boş bırakmamalıyız"diye konuştu.

"Türkiye Cumhuriyeti'ni, hiçbir etnik projenin, ırk ayırımcılığının tehdit etmesine izin vermeyeceğiz" diyen Baykal, "Alt kimlik-üst kimlik tartışmalarıyla, bizi birbirimize bağlayan bağ olarak bazen vatandaşlık kimliğini, bazen din bağını öne sürüp Türk Milleti kavramından uzak durmaya çalışarak Türk Milleti gerçeğini örtbas etmek mümkün değildir" dedi. Baykal, konuşmasında, "Herkes aklına çok iyi yerleştirsin: Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü parçalama gücü ne içeride ne de dışarıda kimsede yoktur. Çünkü biz, ulusal bütünlüğümüzü kimsenin lütfuyla sağlamadık" diye konuştu.

Baykal, 23 Nisan 1920'de yaşananın, bir başlangıç olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Tebaalıktan yurttaşlığa, cemaatten topluma, teokratik zihniyetten laik anlayışa, dogmatizmden özgür düşünceye, zorbalıktan hukuka, din sömürücülüğünden dine saygı anlayışına geçişin sağlanması temel amaçtır. 86 yıl sonra bugün geldiğimiz noktada bu amaçlara ulaştığımızı söylemek ne yazık ki mümkün değildir.
Cemaat zihniyetinin, teokratik anlayışın, dogmatik düşüncenin, zorbalık kültürünün, din sömürücülüğünün varlığını ve etkinliğini hala sürdürüyor olması, yer yer, zaman zaman iktidar olanaklarıyla destekleniyor olması cumhuriyet projesine ilk günkü heyecanla sahip çıkmanın artık bir zorunluluk haline dönüştüğünü bize gösteriyor.
Cumhuriyet bu güçlükleri yenme mücadelesi olmaya devam ediyor."

Cumhuriyet ile demokrasi arasında bir çelişki değil, bir bütünleşme söz konusu olduğuna dikkati çeken Baykal, şöyle konuştu: "Cumhuriyete karşı programlanmış bir demokrasi, sadece Cumhuriyeti değil, kendi kendisini de tahrip eder. Din ve siyaset ayırımı, demokrasinin temelidir. Din ve siyasetin kuralları birbirinden farklıdır. Demokrasinin olanaklarını kullanarak dini siyasete açmaya kalkışanlar olabilir; ama din ve siyaset ayırımını esas almayan hiçbir rejim demokratik kalamaz. Batı, yüzlerce yıl kardeş kanı akıtarak bu gerçeği öğrenmiştir. Biz, 23 Nisan'da, yöneldiğimiz rejim içinde kimsenin burnunu kanatmadan bu gerçeği yaşıyoruz.
Siyasetin referansı demokrasi olmaktan çıkar din olursa, bunun sonucu önce oluk oluk kardeş kanı, sonra da koyu ve karanlık bir otoriter rejimdir."

En Çok Aranan Haberler

Kapat