İSTANBUL (İHA) - Metro Cash and Carry Genel Müdürü Hakan Ergin yabancı sermaye olarak Türkiye güvendiklerini belirterek, "Türkiye'de durum düzeldikçe yatırımlarımızı artıracağız" dedi. Ergin, Irak operasyonu sebebiyle Türkiye'de piyasaların olumsuz şekilde etkilenebileceğini de söyledi.
Perakende sektöründe yabancıların sorunları ve bağlı bulunduğu Metro şirketi ile ilgili bilgiler veren Metro C and C Genel Müdürü Ergin, Alman perakende devi Metro Group bünyesinde faaliyet gösterdiklerini, dünyanın bir numaralı cash and carry'si olarak tanımlanan Metro Cash and Carry'nin Türkiye'deki yatırımlarına 1990 yılında başladığını, 2002 yılı sonu itibariyle son olarak yeni açılan Alanya mağazasıyla 9 merkezde hizmet verdiklerini hatırlattı. Türkiye'de yaşanılan krizlere rağmen kötü bir yıl geçirmediklerini belirten Hakan Ergin, sektörde profesyonellere yönelik çalıştıklarını ve mağazalarını da buna göre düzenlediklerini söyledi. Metro Cash and Carry'nin bugün dünyada alanında piyasa lideri olduğunu 2001 yılında Metro Group'un toplam satışlarının yüzde 46'sını gerçekleştirdiklerini belirten Ergin, Metro CandC'nin dünyada 2001 yılı satış toplamının 22.7 milyar euro olduğunu kaydetti.
BİR MAĞAZAYA 10 MİLYON EUROLUK YATIRIM Yeni açtıkları Alanya mağazasına 10 milyon euroluk bir yatırım yaptıklarına işaret eden Hakan Ergin, İstanbul Büyükçekmece'deki mağazanın 100 günde tamamlanmasına karşılık Alanya'da bu kadar kapsamlı bir mağazanın 89 günde bitirildiğini ve bunun bir rekor olabileceğine değinerek, "Alanya'da Metro tarafından 300'den fazla insana iş imkanı sağlayacak bir tesis kuruldu. İnce detaylarına baktığımda gerçekten gurur duydum. Türkiye'nin son çıkan yönetmeliklerinden daha belli başlı bir seviye var. Yangın merdivenlerinin kenarlarının izole edilmesinden tutun, arıtma tesisine kadar bütün bunlar en ince şekilde düşünüldü" dedi.
Metro Group'u olarak Türkiye'ye inandıklarını belirten Hakan Ergin, "Hollandalı bir patronum vardı... Ben ona 'Türkiye hakkında ne düşüyorsunuz?' diye sordum... O da, 'Kısa vadede bilmiyorum, orta vadede emin değilim ama uzun vadede muhteşem bir ülke olacak" dedi. Biz uzun vadenin ne zaman olacağını dört gözle bekliyoruz. Yatırımlarımıza devam ediyoruz. Hedefimiz yine yılda 3 mağaza açmaya devam etmek" diye konuştu.
METRO GROUP
Metro Group ile ilgili bilgi de veren Hakan Ergin, "Metro Group dünyanın en büyük dördüncü perakende firması. Türkiye'ye 1990'lı yıllarda Metro Cash and Carry ile girdi. Alanya mağazası ile mağaza sayısı 22'ye ulaşmış oldu. Türkiye'de 4 bin 500 kişi istihdam ediyor. Dünyada ise yakında Japonya'da açılacak Metro Cash and Carry ile birlikte 26 ülkede faaliyet gösterecek. 230 bini aşan çalışanı var. Aynı zamanda Konya'da 29 Ocak'ta Real'in açılışı gerçekleştirilecek. Yine önümüzdeki yıl Mart ayında Praktiker'in açılışı gerçekleştirilecek. Önümüzdeki Mart ayında Dünya Başkanımız Dr. Hans Joachim Koerber Türkiye'yi ziyaret edecek ve hükümet üyeleriyle temaslarda bulunacak" dedi. Hakan Ergin, Türkiye Temsilciliği'ni Nurdan Tümbek'in yaptığı Metro Group'un Real, Hipermarketler ve Praktiker Yapı Marketleri; Metro Cash and Carry, Real, Praktiker, MRE, MSS, MGI ve MGL şirketleri ile büyümeyi devam ettireceğini kaydetti. Ergin, "Metro Group, Avrupa'nın en büyük perakende satış şirketlerinden biri olarak sorumluluğunun bilincindedir. Metro Group, karar vericilerle temasta bulunarak Türkiye'de tutarlı ve güvenilir bir uluslar arası bütünleşme ve kaliteyi yükseltme rotasını izlemeye devam edecektir" dedi.
"İHRACAT 600 MİLYON EUROYU GEÇECEK"
Metro Group'un bugün Cash and Carry ve Real ile birlikte Türkiye'nin ikinci büyük perakende işletmecisi olduğunu belirten Ergin, "Metro Group sürekli Pazar arayışı ve Pazar büyütme faaliyeti içerisindedir. 10 yıldır Türkiye'deyiz. 10 yıllık geçmişimize göre geldiğimiz yer azımsanacak bir durum değildir. Halka açık şirketlerimizin cirolarına bakıldığında bunları görmek mümkündür. Alanya ve bölgesinden de ürünleri mağazalarımızda satmaya çalışacağız. Bodrum'da bunu gerçekleştirdik. Antalya'da meyve ve sebze potansiyeli var. Türkiye'de Metro Grubu'nun bu yıl ihracatdf6nelik çalıştıklarınının 600 milyon euroyu geçeceğini zannediyoruz. Mesela Alanya civarındaki muzlarla ilgili çok ciddi ilgileniyoruz. Bu bölgeden Antalya'daki merkezimizde işlenip tüm mağazalarımıza yayılıyor. Yine aynı merkezimizden Avrupa'ya da gönderilmesi çalışmaları yapılıyor. Ama biz Türkiye'de ithal ettiğimizden belki 30 kat fazlasını ihraç ediyoruz" diye konuştu.
LOJİSTİK ÇALIŞMASI Türkiye'de lojistik konusunda çalışma yapılması gerektiğine işaret eden Hakan Ergin, "Tekstil platformu da bir lojistik çalışmadır, bir verimlilik artışıdır. Meyve ve sebze platformu da verimlilik artışıdır. Lojistik konusunda paletleşme önemlidir. Mesela meyve ve sebzeyi soğuk hava içerisinde paletli sistemini kullanıyoruz. Biz verimlilik arayışlarını devam ettiriyoruz. Türk pazarı, geleneksel pazarıdır. Yüksek enflasyondan dolayı raftan veya üründen para kazanmak yerine başka şeylerden para kazanma alışkanlığı vardır. Bu gidiyor. Herkesin baktığı şey verimliliktir. Bunun içinde lojistiğin çok ciddi bir payı vardır. Bu konuda yatırımlarımız artarak devam edecek" dedi. Ergin, Türkiye'de yüksek faiz döneminde kimsenin yüzde 0.5, 0.1'leri, 0.2'leri düşünmediğini şimdi bu sistemlerin kurulması gerekliliğini ifade etti.
SENDİKA SORUNU
Hakan Ergin, Metro'nun bir sendika problemi varmış gibi yansıtıldığını hatırlatarak, "Tez Koop - İş Sendikası 1990 yılında Metro'nun daveti üzerine Metro'da örgütlendi. 1998 yılında Metro çalışanları nezdinde çoğunluğu kaybettikleri için yetkilerini kaybettiler. Şu anda zaman zaman dikkati çekici eylemler yaparak kendi iç politikalarına hizmet etmek istediklerini düşünüyoruz. Ama hakaret ediyorlar ve ithamda bulunuyorlar. Bu eylemleri dikkati çekmek ve kendi iç hesaplaşmalarından kaynaklanıyor. Demokrasiden bahseden sendika bugüne kadar mağazalarımızda bir kere dahi seçim yapmamıştır. Temsilcilerini merkezden atamıştır. Bu politikalar nedeniyle işçiler arasında itibarlarını kaybettiler. Bunları yeniden kazanmak için yeniden bizden destek istiyorlar. Bizler hiçbir sendikaya ayrım yapamayız. Ama sendikalara karşı olduğumuzu da kimse söyleyemez" dedi.
"UCUZLUK MALİYETLE ALAKALI" Metro Cash and Carry'nin ucuz olması için toplam maliyetin en az yüzde 10'un altında olması gerektiğini ifade eden Hakan Ergin, "Metrekare başına en yüksek satış Cash and Carry'lerdedir. Toplam maliyet işçilerin aldıkları da dahil olmak üzeredir. Milletin cebinde para yok. Cash and Carry'nin mantığı peşin öde, peşin al mantığıdır. Devlet ihalelerinde veya büyük ihalelerde ancak fiyat farkı olabilir. Onun dışında özel fiyat bizim karşı olduğumuz bir şeydir. Vade konusunda ise zaten bazı ürünlerde Tekel ürünlerde olduğu gibi vade vermek zorundasınız. Bazı ürünlerde vade uygulaması vardır. Ama bunların bazı koşulları vardır" diye konuştu.
Alışverişte kesinlikle kredi kartı düşünmediklerini vurgulayan Hakan Ergin, "Kredi kartı bir maliyet olduğu için projelerimizde yok. Toplam maliyetini yüzde 10'un altında tutmak isteyen bir kurum kredi kartı kullanamaz. Artık uzun vadede Avrupa'da birçok ülkede de kredi kartı uygulanmıyor. Çünkü işlem gideri oluşuyor. Türkiye'de bu çok büyük bir sorun. Türkiye'de en büyük banknot 20 milyon TL. Yani 12-13 eurodur. Aslında Avrupa'da 500 euro da var. Müşterilerimizin para taşıma zorluğu var. Bu nedenle bazı çalışmalarımız var, bir kart çalışması. Ama kredi kartı değil. Bu karta DEBİT CARD diyoruz. Sadece profesyonellere yönelik özel vadeli bir kart testimiz devam ediyor. Bu yavaş yavaş mağazalarımızda devreye giriyor. Özel bir metro kart çalışması yapıyoruz" diye konuştu.
MARKETLERİN ŞEHİR DIŞINA ÇIKARILMASI
Cash and Carry olarak hipermarketler gibi şehir merkezlerine yakın yerlerde kurulmayı istemediklerini belirten Hakan Ergin, "Hipermarketler gibi bizim buna ihtiyacımız da yok. Çünkü bizim ucuz olmamız lazım. Mesela şehrin merkezinde açılan hipermarketin ciddi kira gideri vardır. Bu da fiyatları etkiler. Bizi çok etkilemeyecektir ama Türkiye'ye de hizmet etmeyecektir. Bugün bakkalların geleceği ile ilgili soracaksınız, kırsal alanlarda da bakkalların sayısı da azalıyor. Bu doğal gelişim. Kırsal alanlarda bir market oluşumu yok. İyi bakkallar, kötü bakkalları da alıyor. İyi bakkalın Pazar payı artıyor. İyi bir bakkal, iyi bir bağımsız market karşısındaki çok modern süper marketi de bir indirim mağazasını rekabet açısından alt edebiliyor. Marketlerin şehir dışına atılması çok zaruri olduğunu düşünmüyoruz" diye konuştu.
YABANCI SERMAYE ÖNÜNDEKİ ENGELLER Türkiye'de yabancı sermayenin en önemli sorunlarından birinin arazi bulamayışı veya mamullerini tüketiciye ucuz ulaştırmak isteyen kendileri gibi kuruluşların ucuz arsa bulamayışı olduğuna dikkat çeken Hakan Ergin, "Mesela Antalya'da 1997 yılından beri arazi arayışındayız. İstanbul'da 1995'ten arazi arıyoruz. Türkiye'nin her yerinde arazi arıyoruz. Türkiye'de arazi fiyatları Avrupa seviyelerinin üzerindedir. Türkiye'de arazi fiyatları krize rağmen çok üst seviyededir. Uygun şekilde arazi bulmak ve izin işlemlerini tamamlamak Türkiye'de bir güçlüktür" dedi.
Arazi bulup izinleri alabildiği ve Türkiye'nin yabancı sermaye konusunda durumu düzeldikçe yatırımlarını artıracaklarını kaydeden Hakan Ergin, "Bundan sonraki mağazamızın nerede olacağı belli değil ama yatırımlarımızda hedefimiz yılda 3 mağazadır. Bu hedefimizi en kötü ihtimallerde bile gerçekleştirmeye çalışacağız" diye konuştu.
"2003 İNCELEME, 2004 YATIRIM YILI" Türkiye'de yüksek enflasyon problemi olduğunu, dolayısıyla enflasyon oranında büyüyemediklerine işaret eden Hakan Ergin, "Şu anda devalüasyon ve Türk sermayesinin biraz zayıflamasıyla birçok şey cazip görünüyor. Ancak daralma devam ederse bugün çok kelepir görünen şu anda çok pahalıya mal olabilir diye yabancılarda bir kaygı var. Eğer Türkiye 2003 yılı içerisinde olumlu mesajlar devam ederse yabancı sermaye Türkiye'yi inceleyecektir. Yabancı sermaye hemen akmaz. Bence 2003 yılı inceleme yılıdır. 2004 yılında fiili şeyleri görebiliriz. Türkiye yabancı sermaye kadar, yerli sermayenin yatırımına da dikkat etmeli. Sermayenin Türkiye'ye yatırım yapması lazım. Baktığınızda yerli sermaye dışarı kaçıyor. Yabancı sermayenin yurt dışına gelmesi için önce yerli sermayeyi yatırıma teşvik etmesi lazım. Daha sonra yabancı sermaye zaten koşa koşa Türkiye'ye gelecektir" diye konuştu.
Türkiye'de yabancı sermayenin yatırım yapma zorluğu olduğuna dikkat çeken Hakan Ergin, "Doğu blokuna gittiğinizde yabancı yatırımcıların hızı daha fazladır. Polonya pazarı, Türkiye pazarından daha sonra açıldı. Ama Polonya pazarında perakende de büyük çapta 11 yabancı işletmeci var. Türkiye'de sadece 2 yabancı bulunuyor. Bunlar büyük zorluklardan dolayı dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye'de 200 imza ile yapacağınız yatırım iznini, Polonya'da 3 - 5 imza ile hallediyorsunuz. Yabancı sermayenin önünün açılması gerekiyor" dedi.
KAYIT DIŞILIK
Türkiye'de son olarak yaşanan krizlerinden sonra kayıt dışında ciddi şekilde artışlar olduğuna dikkat çeken Metro CandC Genel Müdürü Hakan Ergin, "1999 yılı ile 2001 yılı arasında alışveriş oranlarını karşılaştırdığımızda açık pazarlardan alışveriş oranı tam 3 kat artmıştır. Bu düşük gelirli insanların seçtiği yol oluyor. Burada ciddi bir haksız rekabet oluyor. Bir tarafta sosyal yarayı kapatmak isteyen yöneticiler var. Bir tarafta muzdarip olan kayıt altındaki firmalar var. Kayıt altındaki firmalar muzdarip oldukça daha fazla güç kaybediyorlar, daha fazla işten çıkarmalar oluyor. Bu bir şekilde fasit daire şeklinde gidiyor" diye konuştu.
Devletin kayıt dışına karşı olduğunu, ancak belediyelerin kayıt dışını desteklediğini, bu durumun uygun bir formülle ıslah edilmesi gerektiğini belirten Hakan Ergin, "Türkiye'nin uygulanmayan kanunların ülkesi olmasını istemiyoruz. Türkiye'nin en büyük hipermarketi Salı Pazarı'dır. Salı Pazarı'nda hiçbir kontrol yoktur. Hijyen ve gıda kodeksine baktığınızda açıkta bir tek ürün satamazsınız. Eğer bir denetçi bizim mağazalarımıza geldiklerinde ceza keserler. Ama bu denetçiler pazarlara gittiklerinde ceza kesemezler. Bu sahalarda çalışma yapılması kanaatindeyiz. 2003 yılında çalışma yapacağız. Ama bugünden yarına kapatılıp sosyal bir yara haline gelmemesi lazım. Ama maliyetlerin de düşürülmesi lazım. Orada KDV yok, hijyen yok, kontrol yok. Biz Alanya'ya 10 milyon euroluk yatırım yaptık. Pazarcı pazarda tezgaha günlük 15-20 milyon liralık tezgah parası ödüyor. Tezgahına göre o da dert yanıyor. Biz buraya 10 milyon euro yatırıyoruz. Her şeyini ödüyoruz. Elbette bu bizim için bir zorluk. Ama alışkanlıkların bugünden yarına değişmeyeceğini biliyoruz. Bunu iki tarafın da kazanabileceği bir formülle ıslah edilmesini istiyoruz Hükümetle görüşmelerimizde yeraltı ekonomisi, yer altı ekonomisini teşvik eden yüksek KDV'ler, hijyen ve birçok konuyu taleplerimizi ileteceğiz" dedi.
Metro Group Dünya Başkanı (CEO) Dr. Hans - Joachim Koerber'in Mart ayında Türkiye'ye geleceğini ve sektörde yaşanılan sorunlar konusunda Ak Parti hükümeti ile görüşmelerde bulunacağını belirten Hakan Ergin, "Sorunlarımızı muhalefete anlatmıştık. Aynı sorunları yeni hükümete aktaracağız ve yardım isteyeceğiz" şeklinde konuştu.
IRAK OPERASYONU Irak'la ilgili senaryoları kimsenin bilmediğini belirten Hakan Ergin, "Herkesin bazı önerileri var. Türkiye kullanılacak mı, kullanılmayacak mı? Irak ne yapacak? Bununla ilgili çok senaryo var" dedi. Firma olarak söz konusu senaryolar içerisinde kendilerine göre herhangi bir formülleri olmadığına değinen Hakan Ergin, "Kredi kullanmamak, nakitte kalmak gibi tedbirlerimiz var. Biz 2001 krizinin de etkilenmemiş bir firmayız. Talep düşüşünden etkilendik. Yine talep düşüşü olacak, yine kayıt dışına kayma olacak. Ama biz kendimizi korumaya çalışacağız. Bu büyük bir dengenin yansıması olacak" dedi.
Krizlerde görüldüğü gibi Türkiye'de para harcayan kesim, bir de geçimini güç bela sağlayabilen bir kesim olduğunu hatırlatan Ergin, "İlk grup para sahibi olan insanlar parasızlıktan değil, güvensizlikten alış veriş yapmıyordu. Irak savaşı sebebiyle ikinci grup insanlarda bu durum güvensizlik oluşturabilir. Dolayısıyla piyasalar durabilir. Bu da finansman dünyasını etkiliyor. Türkiye etkilendiğinde biz de etkileniyoruz" dedi. Irak operasyonu sebebiyle 80 bin dolayında ABD askerinin Türkiye sınırına gelmesinin Türk piyasalarını etkilemeyeceğini, ABD ordusunun bütün ağırlıklarıyla birlikte bölgeye yerleşmeye çalışacağını kaydetti.
"TEK PARTİ İLE GELEN OLUMLU HAVA" 3 Kasım seçimlerinden sonra AK Parti'nin iktidara gelmesiyle piyasalarda olumlu bir havanın oluştuğunu, bunun kendilerine de yansıdığına değinen Hakan Ergin, "Ancak ciddi manada henüz olumlu sonuçlar ortaya çıkmadı. Olumlu sonuçların Ocak ayı sonuna kadar görülmesi lazım. AK Parti Kopenhag ile ilgili çok uğraştı. Bütün ağırlığını ona verdi. Şimdi de Irak problemi var. Hala Meclis'te görüşmeler sürüyor. Türkiye'deki piyasaların canlanması için Ocak ayı içerisinde işaretleri görmemiz de yabancı sermaye açısından önemlidir" dedi. Türkiye'de genelde görülen büyümenin sektörlerinde henüz görülmediğini belirten Hakan Ergin, "Bunu halka açık olan şirketlerden görüyoruz. Türkiye'de büyüme yok. Türkiye'de ciddi anlamda karlılık da yok. Bu nedenle Ocak ayı çok önemli. Çünkü Ocak ayında bir sene önceye göre yabancı firmalar da karar verecek. Türkiye'de büyüme devam ediyor mu, etmiyor mu? Birinci ay çok önemli. Birinci çeyrek ve ikinci çeyrek çok önemli. Bu dönemlerde Türkiye küçülürse bu ciddi bir sorun olur kanaatindeyim" dedi.
Türkiye'de büyümenin olduğunu ancak halka bunun tam manasıyla yansımadığına işaret eden Hakan Ergin, "Türkiye'de yüzde 6.5'luk büyüme olacağı söyleniyor. Firmalarla konuşuyoruz. Ama bunu kimse hissetmiyor. Bu rakamın doğru olduğuna inanıyorum. Ama bazı görüşler var. 'Bazıları stoğa çalışıyor' deniliyor. Türkiye'de kuvvetli üreticiler vardır, batı gibi değildir. Firmalar çok rahatlıkla piyasaya mal stoklayabiliyor. Belki stoğa çalışıldı. Ama ihracatın ciddi bir artış olduğu söyleniyor. Yüzde 6.5 büyümenin piyasaya yansıdığını tahmin etmiyorum. Altında ne yattığını uzmanlar düşünmeli" ifadelerini kullandı.