Teröristbaşı Abdullah Öcalan, DEM Parti heyeti aracılığıyla terör örgütü PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yaptı. Söz konusu çağrının ardından PKK ve uzantılarının nasıl bir tavır alacağı merak konusu olurken; sürecin nasıl işleyeceği de gündem oldu. DEM Parti heyetinin terör örgütü elebaşı Öcalan’ın çağrısını kamuoyuna duyurduğu toplantıda Sırrı Süreyya Önder, metin dışı Öcalan’ın kendilerine söylediği “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” mesajını aktardı. Önder çağrının okunması öncesinde de “Cezaevlerindeki arkadaşlar da bizi izliyorlar. Onları da bütün yüreğimizle özgürleştirme irademiz, sözümüzle selamlıyoruz” ifadesini kullandı.
Bu mesajlar, herhangi bir şart öne sürülmeksizin yapılan silah bırakma ve PKK’nın kendisini feshetmesi çağrısına karşın, sürecin bundan sonraki aşamasına yönelik beklentilere işaret olarak yorumlandı.
Milliyet'te yer alan habere göre; ancak iktidar kanadından yansıyan bilgilere göre Öcalan’a yönelik bir umut hakkı düzenlemesi ve genel af düzenlemesi şu anda gündemde yok. Öcalan’ın İmralı’daki şartlarının ise sürecin ilerleyişine ve gereklerine göre yeniden değerlendirilebileceği belirtiliyor.
Yeni anayasa çalışmalarının sürecin ilerleyişine bağlı olarak hızlanabileceği değerlendirilirken, bazı demokratikleşme taleplerinin bu kapsamda gündeme gelebileceği belirtiliyor. PKK’nın silah bırakması ve kendini lağvetmesi durumunda, sürekli örgütün güdümünde siyaset yapmakla eleştirilen DEM Parti’nin, siyasi normalleşme sürecine dahil olabileceği, AK Parti ve MHP ile muhataplık konusunda yaşadığı sıkıntıları geride bırakabileceği, bu çerçevede talep ve önerilerini daha rahat bir şekilde dillendirebileceği ifade ediliyor.
Öcalan’ın çağrısının ardından gözler DEM Parti’nin yol haritasına çevrildi. İlk etapta PKK’nın mart ayı içinde kongre yapması bekleniyor. DEM Parti heyetinin bu süreçte Suriye, Kandil ve Avrupa’daki PKK ve uzantılarıyla uzantılarıyla doğrudan temasa geçeceği, bu temasların devletin ilgili birimlerinin gözetiminde gerçekleşeceği belirtiliyor. PKK’nın fesih kararı alması halinde DEM heyeti, Irak’ın kuzeyinde yine temaslarda bulunmayı planlıyor. Özellikle silah bırakan PKK’lılarla ilgili sürecin nasıl işleyeceği konusunun bu temaslarda değerlendirileceği ifade ediliyor.
Öte yandan örgütün yine mart ayında elinde bulunan kamu görevlilerini serbest bırakması da bekleniyor.
Terör örgütü daha önce sekiz kez ateşkes kararı aldığını duyurdu. Ancak örgütün bu kararları toparlanabilmek için aldığı ve genellikle sadık kalmadığı görüldü. PKK, ilk kez 20 Mart 1993’te ateşkes ilanında bulundu. En önemli ateşkes kararlarından biri 1 Eylül 1999’da yine Öcalan, İmralı’dayken alındı. Öcalan, terör örgütüne “Türkiye sınırlarının dışına çıkın” çağrısında bulundu. Bu ateşkes, 1 Haziran 2004’e kadar sürdü. 2009 yılında Oslo’da MİT ile PKK arasında görüşmeler yapıldı. 2009 ile 2015 yılları arasındaki dönem, resmi olarak Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi olarak isimlendirildi. Öcalan, 2013’te Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında okunan mesajında PKK’nın ateşkes ilan ederek Türkiye’den resmen çekileceğini duyurdu. 2015 yılındaki Ceylanpınar saldırısı ile süreç sona erdi.
Öcalan’ın çağrısı, terörle mücadelede önemli bir görev üstlenen askerler tarafından da dikkatle izlendi. Türk Silahlı Kuvvetleri, terör örgütü PKK’ya karşı Irak’ın kuzeyindeki Pençe serisi operasyonları sürdürüyor. TSK, nisan ayından itibaren kilidin kapandığı Zap bölgesindeki faaliyetini yoğunlaştırmayı planlıyor. Kandil gibi iç bölgelere yönelik hava harekatları kesintisiz sürdürülüyor. Suriye’nin kuzeyinde ise Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekat bölgelerinin yanı sıra Tışrin Barajı çevresinde de SİHA operasyonları devam ediyor. PKK-YPG’nin silah bıraktığı güne kadar mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği belirtiliyor. MSB kaynakları, “Biz uygulamaya bakacağız. Terörle mücadelemiz devam edecek” dedi.
İmralı görüşmelerinin başından beri gündemde olan terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın hapis hayatında bir değişiklik olup olmayacağı da merak konusu. Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Ruhavioğlu, “Öcalan’ın koşulları bir miktar daha iyileştirilerek İmralı’da hayatına devam edebileceğini öngörüyorum. Kendisinin de normal çıkayım, sivil hayata karışayım gibi bir beklentisi ve talebi olduğunu düşünmüyorum” dedi. Vahap Coşkun da “Öcalan’ın İmralı’da kalmak istediğine haberler var. Dolayısıyla kısa süre içerisinde çok radikal bir değişiklik olacağını düşünmüyorum ama bütün kadroyu gözeten bir düzenleme yapılırsa bu Öcalan’ı da kapsar” diye konuştu.
Uzmanların beklentisi, terör örgütünün Öcalan’ın çağrısına uyacağı yönünde. Silahların bırakılması ve terör örgütünün feshedilmesinin ardından atılacak adımların ise zamana yayılacağı düşünülüyor.
AK Parti eski milletvekili Ali İhsan Arslan: ‘Terörsüz Türkiye’ yolunda çok önemli bir mesafe katetmiş olacağız. (Umut hakkı düzenlemesi, anayasa değişikliği vs) Bunları bu sürecin devamı gibi düşünmek çok doğru değil. Yapılan çalışmalar Türkiye’deki tüm vatandaşları ilgilendiren reformlar. Temel mesele ‘silah bırakın’ çağrısıydı. O geldi. Elbette sabote etmek isteyen yapılar da olacaktır. Ama kararlı ve milletçe de bu işin arkasında durursak başarının geleceğini düşünüyorum.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın kurucu kadrosunda yer alan, Stratejik Düşünce Ensitüsü Savunma ve Güvenlik Koordinatörü Emekli Albay Mithat Işık: Bu çağrının, bu barışın Türkiye’nin önderliğinde, Orta Doğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da da kan ve gözyaşını artık bitireceğini, emperyalist emellerin ve düşüncelerin buradaki halkları kullanmasının da önünü keseceğini değerlendiriyorum. Tabii burada birtakım istihbarat örgütlerinin devreye girebileceğini, burada örgütün birtakım bazı gruplarının, belki bu kongreyi toplayıp alınacak kararlara uymayabileceğini de düşünmek lazım. Başta ABD olmak üzere birçok istihbarat örgütü şimdi antenlerini bu bölgeye çevirecekler. Dikkatli olmamız lazım. Suriye ayağında Amerika’nın tavrı çok etkili olacak. Bence orada da Trump daha çok olaya ekonomik parasal gözle bakıyor. Suriye’deki örgüte olan desteklerini de çekeceklerdir diye düşünüyorum.
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi, Eski Akil İnsanlar Heyeti Üyesi Vahap Coşkun: Bu süreç bir önceki süreçten farklı. Çok kısa bir süre içinde sonuç alındı. Öcalan herhangi bir şekilde kendi sözünün yerine getirilmeyeceğini düşünseydi bu netlikte çağrı yapmazdı. Ciddi bir itirazın gelmeyeceğini ve bu çağrıya uygun bir şekilde hareket edecekleri kanaatini taşıyorum.
Hem PKK’nin hem devletin yapması gerekenler var. PKK’nin yapması gereken kongreyi toplaması ve feshi ilan etmesi. Öcalan çağrısında PKK’nin devletle, toplumla kaynaşması gibi bir ifade geçiyordu. Bunun için devletin hazırlıklar yapması gerekiyor. Kamuoyuna yansıyan, Bahçeli’nin, fesih karşılığında Öcalan’ın ‘umut hakkı’ kullanması meselesiydi ama sorun sadece Öcalan değil. Kaçınılmaz bir şekilde kendilerinin toplumsal hayatta dönmelerinin hukuki yollarını açılması...
Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu: Bugüne kadar bu açıklıkta bir silah bırakma çağrısı yapılmamıştı. Ben bugünden itibaren örgütün silahlı mücadeleye devam etmesiyle ilgili koşulların meşruiyetinin Öcalan tarafından ortadan kaldırıldığını düşünüyorum. Elbette ki bu tarihi çağrının örgütün cevabıyla daha güçlü bir anlam kazacağını biliyoruz ama beklentimiz o ki örgüt bu çağrıya gayet uygun bir cevap versin. Çünkü bu mektuplaşma trafiği varsa bu pürüzleri çözmek içindi ve çözülmüş görünüyor. Örgütün silah bırakmasının Suriye Kürtlerinin Suriye ile diyalog trafiklerinde de Türkiye Kürtlerinin demokratik siyasette hak ararken karşılaştıkları engeller bakımından da yol açıcı olacağını düşünüyorum. Bütün bu süreç boyunca gördüğümüz hiçbir hükümete nasip olmayan şey Tayyip Erdoğan iktidarına ve Cumhur İttifakı’na nasip olmuş oldu. Bu silahsızlanmayı başarmış olmanın morali Türkiye siyasetinde bambaşka bir şey ifade edecek.
Gazeteci Yazar İlhami Işık: PKK’nın tüm bileşenlerinin bu kongrede silahlara veda etmesi, akabinde vedadan sonra da PKK’nın kendini feshetmesini istiyor. Bunu isteyen örgütün lideri, önderi. Şu ana kadar PKK’nın bütün bileşenlerinden çağrıya uyacakları mesajı gelmişti. Sürecin hızlanması için 21 Mart Nevrozu’nda kongrenin yapılacağına tanık olacağız. Demokratik hamleler, toplumsal uzlaşı ise zaman alacak. Silahların bırakılmasının ardından çok olmayan bir gelecekte, muhtemelen haziran, temmuz gibi af bekliyorum.
Doç. Dr. Murat Aslan (SETA Araştırmacısı): PKK’nın bir iç tartışmaya gireceğini düşünüyorum. Kongrede farklı gruplaşmalar olacaktır. Biz bunu tanımıyoruz diyen gruplar olabilir. Kandildekiler, olumlu cevap verse bile marjinalleşen gruplar farklı cevap verebilir.